CHP'de bir süredir normalleşme tartışması var. Son dönemde de Genel Başkan Özgür Özel'in, New York'taki Türkevi ile ilgili açıklamaları ve ardından grup toplantısında kendisine ağır sözler söyleyen MHP lideri Devlet Bahçeli'nin elini sıkışı ile yeniden masaya yatırıldı normalleşme.
Bir de Erdoğan TBMM'ye girerken CHP grubunun yarısına yakınının ayağa kalkılması gündemdeydi.
Oysa normalleşme 6 ok için yeni bir şey değil.
İşin aslına bakarsanız 2017'den beri değişim, dönüşüm, helalleşme, uzlaşı adı altında bir normalleşme süreci yaşıyor CHP.
Dün Diyarbakır annelerinin derdini dinliyor, Manisa'da tekmelenen işçinin de hakkını arıyor, emeklilikte yaşa takılar için eylem yapıyordu, bugün, kılıç çeken teğmenlerin hakkını arıyor Türkiye'nin kurucusu partisi.
İşin sırrı da bu zaten. Halka ne kadar yaklaşır, romantizmden uzak durup yurttaşa elinizi ne kadar fazla uzatırsanız iktidar o kadar yakınlaşır size.
2019 yılında Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'la yakalanan I. Yerel Seçim zaferinin altında bu normalleşme adı altındaki ittifak vardı.
Ardından 2023 seçimlerinde 6'lı masa ittifakı ile CHP, tarihindeki en yüksek oy oranı aldı, kümülatifte oy sayısını Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yüzde 48,8'lere çıkardı..
Ve 2024 31 Martı'nda CHP'nin yüzde 38'lere varan oy oranı ile 1. parti oluşunun sırrı da bir tür normalleşme versiyonu olan kent uzlaşısıydı. II. Yerel Seçim zaferi olarak kayıtlara geçti bu seçim. İmamoğlu-Yavaş-Akın-Karalar-Böcek-Seçer-Bozbey-Çerçioğlu-Bozbey-Zeyrek-Çavuşoğlu resmen tarih yazdılar.
İsim ve sıfalara takılmadan, 2019'da Kemal Kılıçdaroğlu doktrini, 2024'te Özgür Özel'le değişim rüzgârı ne derseniz deyin toplumun tabanı ile normalleştiğinizde, eliniini uzattığınızda, seçmen avucunuzdaki o sıcaklığı hissettiğinde oyunu size veriyor.
Peki yeni normalleşme kimle, nasıl yapılmalı
Cumartesi günü CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TUSGİD (Tunceli Sanayici ve Girişimcileri Derneği) tarafından bugün (5 Ekim 2024) İstanbul Kozyatağı Hilton otelinde düzenlenen "Siyaset ve Ekonomi" adlı toplantıya katıldı ve bu sorunun yanıtını verdi.
Aslında Kılıçdaroğlu, çok kıymetli görüşler paylaştı Kadıköy'deki sohbette katılımcılarla. Ancak, gerçekolması gereken normalleşmenin tarifini de vermekten geri kalmadı.
Ona göre normalleşme, barışma, helalleşmenin sırrı tabanda.
Olası bir erken seçimde parti liderleri ya da Cumhurbaşkanı ile değil de vatandaşla normalleşmenin Türkiye'nin kara yazgısını değiştireceğine inanıyor.
"Konuşacağız, AK Parti'ye oy veren vatandaşlarla konuşacağız. Onların derdini dinleyeceğiz. Bu vatandaşlarımız hem derin yoksulluk yaşıyor hem de gidip oyunu yine AKP'ye veriyor. Bu durumu onlara soracağız ve politika üreteceğiz" diyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la değil ama, Erdoğan'ın partisi AKP'nin sokaktaki üyesi emekli, emekçi, işsiz Recep'le el sıkışılması gerektiğini söylüyor Kemal Kılıçdaroğlu. Bu seçimin sırrının da evine ekmek götüremediği halde oyunu iktidardaki AKP'ye atan vatandaşla normalleşmede yattığına dikkat çekiyor ki, eğer CHP bu cümlenin altını doldurursa, erken ya da zamanında ilk seçimde Türkiye'nin kurtarıcı partisi olur.
5'Lİ ÇETEYLE MÜCADELEYE DEVAMKemal Kılıçdaroğlu'nun 2 saatlik sertifika programı niteliğindeki konuşmasında elbette sadece normalleşme değildi gündem.
Öncelikle, çoğu partili ve delegelerden oluşan 400-500 kadar izleyici, Kemal Beyin, CHP siyasetinin neresinde olduğunu merak ediyordu.
Özellikle parti yönetimine ve CHP'ye yönelik sert sesler yükseldi salondan. Oturumu yöneten TUSGİD Başkanı Cem Haydar Bektaş zaman zaman zorlanırken Kılıçdaroğlu son derece sakindi. Partisini, kurumsal yapıyı, kişileri eleştirmedi. Anlaşılan o ki, şimdiki Genel Başkan Özgür Özel'i yıpratmak istemiyordu. Israrlı sorulara sadece, "Siyasetin içindeyim, buradayım, karşınızdayım, " demekle yetindi.