Başkansız kalmayız!

Türkiye'de genel bir yönetim ve yönetişim krizi olduğu konusunda hem fikiriz. Ekonomiden sağlığa ithalattan ihracata kadar. Konu dağılmasın, buradaki sorun futbolun yönetilemeyişi. Riyad'daki Süper Kupa rezaleti, TFF'nin tüm defolarını ortaya koydu. Ancak burada faturayı Başkan Mehmet Büyükekşi'ye kesmemek gerek. Aralarında 'iletişim uzmanları' dahil sözde seçilmiş yönetim kurulu üyelerinin büyük bölümü de suçlu Suudi Arabistan'daki Galatasaray-Fenerbahçe maçına onay verdikleri, işin içine dahil olmadıkları için. Çünkü bir gerçek ortaya çıktı geçenlerde. Bu maç için Suudi Arabistan federasyonu ile değil özel bir şirketle anlaşılmış, TFF de ayrıntılar için Türkiye'de yine ayrı bir PR (ya da organizasyon) şirketini yetkili kılmış. İyi de Türkiye'nin 1 numaralı maçını birileri aradan para kazansın diye şahıs şirketlerine verecekseniz siz niye TFF koltuklarında oturuyorsunuz ki! Ayrıca özel şirketler söz konusu olunca arada dönen para konusunda da çekinceler var. Diyorlar ki 4.5 milyon dolara anlaşıldı, kulüplere 1.6 milyon ödeme yapıldı. Bir başkası da dedi ki aslında total rakam 6-7 milyon dolar. İşi resmiyet dahilinde yapmazsanız başınız ağrır. Şirketler alacağı paraya bakar, Atatürk forması, Ne Mutlu Türküm Diyene pankartı da arada unutulur gider!

Şimdi de birileri çıkmış diyor ki, "Avrupa Şampiyonası'na gidilecek, ligin en hararetli günleri TFF olağanüstü seçime gidemez". Hayır gayet de gider, o seçim de yapılır. Montella ve futbolcuların çok da umurunda olmamalı TFF Başkanı Ahmet mi, Mehmet mi! Genel kurulu toplarsınız, Mustafa Denizli, Servet Yardımcı, Cemil Kazancı, Berna Gözbaşı, Ali Dürüst'ten biri başkan seçilir, daha kötüsü de olmaz.