Bahçeli ne demek İstedi

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Ekrem İmamoğlu davasının bir an önce karara bağlanması yönündeki çağrısı siyaset kulislerinde kafa karışıklığına yol açtı. Bahçeli, "Ekrem İmamoğlu'yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir. Eğer zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beraatı, değilse tecziyesi (cezalandırılması) maşeri (toplumsal) vicdana uygun şekilde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir" sözleriyle ne demek istedi, henüz çözebilen yok!

Ankara kulislerinde son 24 saattir, "Bahçeli, İmamoğlu'nun suçsuz olduğunun farkında" yorumları yankılanırken Türkiye'nin en deneyimli siyasetçilerinden birinin "sarih ve sahici kanıt" ifadelerini seçerek savcılık dosyasında yer alan ve "ağaç isimleriyle adlandırılan" gizli tanıklara göndermede bulunduğu iddiaları da güçlenerek ses buluyor.

Görünen o ki toplumu ikiye bölen "19 Mart sivil darbesi", Cumhur İttifakı içinde de ciddi soru işaretlerine yol açmış. Zira MHP'nin yürütme ve yargı üzerindeki etkili konumu göz önüne alındığında parti yönetimi İmamoğlu iddianamesinin çökmesi halinde 23 yıllık iktidarın da sona erebileceğini öngörüyor. Bu yüzden gelişmeleri, MHP'nin devletteki gücü üzerinden değerlendirmek yerinde olacaktır.

HAYAT PAHALI AMA!

Ülke gündemi yangın yeri. Aslında bu karmaşa, iktidarın işine geliyor çünkü derin yoksulluk konuşulmuyor. ASAL Araştırma Şirketi'nin hafta başında yayımladığı rapora göre, her 100 kişiden 63'ü ekonomik krizi bir numaralı sorun olarak görüyor. İkinci sırada adalet ve hukuk var. Bu başlığı seçenlerin sayısı son 20 günde artış göstermiş çünkü toplumun önemli bir bölümü, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik hukuki süreci adil bulmuyor.

Hayat pahallığına dönersek orta halli bir memur ya da emekçi artık borçla geçinebiliyor. Emeklilerin durumuysa içler acısı. 2025'in ilk gününden bu yana, 60 yaş ve üzerindeki 3 bin 640 kişi İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirildi. Resmi verilere göre her 6 emekliden biri çalışmak zorunda.

Yeni yılın başından itibaren icra dairelerine gelen dosya sayısı 2.9 milyon. Vatandaşın bankalara olan toplam borcu ise 4.3 trilyon TL'ye ulaştı. Takipteki kişi sayısı 4 milyon ve bu kişiler son üç yılda borçlarını ödeyememiş. Bu tablo ortadayken Merkez Bankası başkanının 600 bin TL, yardımcılarının ise 500 bin TL'yi aşan maaşlar aldığı iddiası ülkedeki gelir adaletsizliğinin en net göstergesi. Evet ülkede yangın yeri ama muhalefet hayat pahalılığını da öncelemeli!

YUMURTA KRİZİNİN NEDENİ

Temel gıdalardan yumurta artık lüks. Fiyatı, son 9 ayda yüzde 100, son 15 günde ise yüzde 45 arttı. Türkiye, bir zamanlar dünyanın önde gelen yumurta üreticilerindendi ancak artık sabit gelirli yurttaşlar yumurtaya erişemiyor, yabancı yiyor!

Üretici, artan girdi maliyetlerinden şikâyetçi ancak fırsatçılık da tavan yapmış. Fahiş artıştaki asıl neden ihracat dengesinin bozulması. ABD, ocak ayında kuş gribi nedeniyle Güney Kore ile birlikte Türkiye pazarına yönelmiş, dolar bazlı uzun vadeli anlaşmalar yapılmıştı. Körfez ülkelerine (örneğin Katar) ihracat da kesintisiz sürünce iç piyasa daraldı. Yem, paketleme ve ulaşım maliyetleriyle tavuk kesimindeki dönemsel artış da hesaplanınca olan yurttaşa oldu!

Peki yetkililer ne yapıyor Ticaret Bakanı