100 yıl önce 100 yıl sonra

ABD'nin Ortadoğu valisi (!) ve aynı zamanda Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın "Hazar petrol ve doğalgazına ulaşamıyoruz. 1919'dan beri ulus devletler bizi engelliyor" açıklaması aslında emperyalist güçlerin BOP ve bölgeye yönelik hedeflerinin dışavurumu.

Ne demek istiyor Barrack "Atatürk'ün kurduğu ulus devlet emperyalist güçlerin bölgede at koşturmasının önündeki engel."

Hatta Türkiye'nin ısrarla Suriye bataklığına çekilmek istenmesi, Barrack'ın federe bir Kürt devleti dayatması da bu planın sağlaması.

Aslında bu güncel bir sorun değil, ABD'li yetkilinin dediği gibi 100 yıllık bir hesaplaşma. Öyle ki geçenlerde Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, ABD'li Barrack henüz "ulus devlet alerjisini" seslendirmeden konuyu gündeme taşıdı. ADD'nin "ulus devlet ve anayasa" konulu söyleşisindeki konuşmasında geçmişten örneklerle geleceğe ilişkin endişelerini dile getiren Uysal, asıl hedefin de Atatürk'ün kurduğu mucizevi ulus devlet modeli olduğunu açıkladı.

NE DEDİ O GÜNLERDE UYSAL

"Batı'da ulus devletler, feodalitenin, kilisenin, 'Gücümü Allah'tan alıyorum' iddiasındaki yöneticilerin devrilmesiyle ortaya çıktı. Ortak kadere dayalı; din ve ırk ayrılıkları, etnik farklılıkları aşan, eşit bir vatandaş kimliğindekiler ulus devlet çatısı altında buluştu o günlerde. Biz de ulu önder Atatürk'ün öngörüsüyle dünyadaki gelişmelere uygun en modern devlet şeklini aldık. Son dönemde manipüle edilen halkların kardeşliği sözü var ya aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşuydu. Ne yaptı o dönemin aydınları Anadolu'da bir üst kimlik altında toplanmak istediler. Örneğin Atatürk ve Kâzım Karabekir Karaman kökenliydi. İnönü ve devletin kurucu felsefesini şekillendiren Ziya Gökalp Diyarbakır-Bitlisliydi. Rauf Bey ve Ali Fuat Bey Abhazyalıydı, erkesti. Kâzım Özalp, M. Âkif Arnavuttu. Farklı kökenleri vardı ama aynı ulus devlette buluştular. İşte gerçek halkların kardeşliği budur. Bu insanlar sosyolojik ya da etnolojik kökenlerini bilmiyorlar mıydı da Türk ulusu fikrini desteklediler

Sürekli 1924 Anayasası'nın 88. maddesini anımsatıyorum. Ne diyor o madde 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye ahalisine din, ırk ayrımı olmaksızın birbirine vatandaşlık bağı ile bağlı millete Türk denir'

Asıl sorun bu kimlikle. Bizi etnik kavgaya çekmek, ülkenin, bileşenlerini ayırmak için uğraşıyorlar. 'Siz değişik etnik ve inanç gruplarını buluşturup ulus olacaksınız, milli ekonominiz, milli eğitiminiz olacak! Durun ne haddinize' dediler. Ama Atatürk durmadı. 100 yıl önce bu kurucu felsefeye karşı çıkanlar şimdi benzer faaliyetleri aynen sürdürüyor. İşte bunlar ülkemizin geleceğini tahrip edecek, dünya sosyolojisinde pek örneği olmayan ülkemizin mucizevi beraberliğini sabote etmek isteyen adımlar. Milli beraberliğimizi sabote etmek dış güçlere hizmettir. Geri adım atarsak Türkiye, kaotik Ortadoğu coğrafyasının parçası olur."

Evet, Uysal'ın bu uyarıları son 48 saatte yaşananlar da dikkate alınarak değerlendirilmeli. Özellikle yeni Suriye'nin 1. kuruluş yıldönümünde cihatçı Cumhurbaşkanı Ahmet Şara'nın Deyrizor'a ağır silahlara sahip birlikleri kaydırmasıyla eşzamanlı olarak TSK'nin, Afrin, Rasulayn ve Menbiç'e sınır birliklerini göndermesi beraber okunmalı. Yine dar zaman üçlemesinde YPG'nin başı Mazlum Abdi'nin 100 bin savaşçıdan söz etmesi ve Türkiye için Vietnam benzetmesi yapması Ortadoğu'da suların ısındığının göstergesi. İsrail sürekli bölgede, SDG de fırsat kolluyor!