Saraydaki hayalet

Prenses Kate'in 90 gündür göz önünde olmaması boşanma dedikodularından, estetik iddialarına kadar birçok söylentiyi beraberinde getirdi. Adeta bir hayalet gibi yaşayan Kate, halkın içine çıkmamakta ısrarcı. İşte tüm dinamiklerin perde arkası...

MERKEZDE İHANET VAR

Prenses Kate'in mide ameliyatı ile başlayan halk arasında görünmeme süreci üç ayı aştı.

Her ne kadar kaçırılmış hatta ölmüş olabileceği iddiaları toplum içinde konuşulsa da, İngiliz gazeteci dostlarımdan edindiğim bilgiler olayın merkezinde Prens William'ın yasak aşkı ve bunun çevresinde gelişen şiddet ve psikolojik travmaları ortaya koyuyor.

En güçlü iddia Prens William'ın kendisini aldattığı haberi sonrası eşiyle büyük bir kavga yaşayan Kate'in hem şiddet gördüğü hem de kendisine fiziksel zarar verdiği yönünde.

Tüm bu sebeplerle mide ameliyatı olarak üstü örtülen bir hastane operasyonuyla aslında estetik bir ameliyat olmak için hastaneye yattığı söylenmekte.

Bu süreçte psikolojik tedavi de gören prensesin ameliyat izleri geçmediği gibi ruhen de halk karşısına çıkmaya hazır olmadığı iddia ediliyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Anneler Günü'nde paylaştığı ve kurgu olduğu anlaşılan aile fotoğrafı ise sahte bir mutluluk çabasının yanında, sarayın Kate'in dış dünya ile iletişimine ve panik halinde uygulamaya çalıştığı algı yönetimine müdahale edemediğinin de bir kanıtı.

SARAY İNANCI

Açıkçası kraliyet ailesindeki tüm bu dinamiklere popüler kültür gözlüğünden bakmak yerine çok daha dini ve tarihi boyutta bakarsak bu hikâyedeki tüm oyuncuların ne derece zor bir psikolojide olduğunu anlayabiliriz.

Kraliyet ailesi Protestan kilisenin başında.

Kral ya da kraliçe ise onların inancında Tanrı'nın yeryüzündeki eli. Saray çalışanları dahi, zengin ve köklü bir aileye hizmet etmenin ötesinde dolaylı yoldan Tanrı'nın hizmetkârı olarak kendilerini görüyor.

Yani kısacası saray onların gözünde Tanrı'nın yeryüzündeki evi. Saraydaki herkes ona hizmet ediyor.

Dolayısıyla kraliyet ailesinde sen veya ben diye bir kavram yok. Bireysellik yok. Kişisel talepler, arzular, ihtiraslar yok. Tanrı'ya hizmet var.

İşte bu yüzden tahtan vazgeçersen, bu aslında Tanrı'ya hizmetten vazgeçmek demek.

Kraliyeti zor durumuna düşürürsen tüm bu inanç sistemine karşı gelmiş oluyorsun.