REGATTA KÜLTÜRÜ NEDİR

Yurtdışından ve Türkiye'den kürekçilerin Haliç kıyısında Tersane İstanbul'da kıyasıya yarıştığı Rowing Cup, sadece İstanbul'un etkinlik takviminde kalıcı bir yer edinmekle kalmadı, İstanbullulara yeni bir yaşam tarzının da kapılarını açtı: Regatta. Peki yüzyıllardır süregelen bu su kenarı yaşam kültürü aslen nedir İşte detaylar...

74 KÜREK TAKIMI VE PANAMA ŞAPKALARI

Spor müsabakalarının bir destinasyonda yarattığı etkiyi, etkinlik zamanı değil, etkinlik sonrasında hafızlarda bıraktığı izlere bakarak değerlendirmek gerekiyor. Yarattığı dönüşümü, yaşattığı heyecanın devamlılığını ve aşıladığı kültür değerine bakarak da o etkinliğin, sporun esas amacına ne kadar hizmet ettiğini yorumlamak gerekiyor.


İşte Haliç kıyısında Tersane İstanbul'da geçen hafta sonu düzenlenen kürek yarışları Rowing Cup da tam bu anlamda bir etkinlikti. Yarışların davetiyesindeki "Regatta" tabirini araştırınca bu etkinlikle yaşatılmaya ve hafızlarda bırakılmaya çalışılan izin yarışın ötesinde bir kavram olduğunu anladım.
Regatta kültürü aslında su üzerinde bir yarıştan öte kıyıda kurulan bir yaşam biçimi.

Haberin Devamı


İngiltere'de Thames nehrinde 1829'da bu yana süren Boat Race yarışlarında gördüğümüz blazer çeketler, Panama şapkalar, şık şezlonglar veya 1965'ten beri ABD'deki Charles nehrinde düzenlenen Head of the Charles etkinliğindeki nehir kenarı piknik sepetleri ve caz dinletileri bu yaşam kültürünün renkli bileşenlerinden.
İşte bu siyah beyaz kartpostal karelerinin Haliç'in bugünkü çağdaş haliyle buluştuğu anı geçen hafta sonu 74 kürek takımının kıyasıya yarışında yaşadık.

VENEDİK'TEN İSTANBUL'A
Aslen 17. yüzyılda Venedik'te başlayan, birden fazla yelkenli ve kürek yarışlarının tek bir organizasyon altında buluşması anlamına gelen "Regatta" kavramı denizcilikle meşhur İngiltere, İskoçya, Hollanda, İspyanya, ABD ve İtalya'da hâlâ yaşayan bir gelenek. Venedik'te başlayan ilk toplu yarışlar bugün Regatta Storica adıyla her yıl süslenmiş gondollar ve tekneler eşliğinde düzenleniyor.
İşte bu regatta kültürü Rowing Cup ile Osmanlı gibi Akdeniz ve Karadeniz'de egemenlik kurmuş bir imparatorluğun görkemli donanmasının inşa edildiği topraklarda, İstanbul kıyısında yeniden hayat buldu. Yarışların düzenlendiği etkinlik alanının tasarımı, tercih edilen renkler ve detaylar, ikram alanları, caz dinletileri ve misafirlerin dönemsel kıyafetleri regatta kültürünü yansıtır nitelikteydi.
Kısacası iki gün boyunca Haliç kıyıları, her yaştan katılımcıya hitap eden deneyimlerle nostaljik bir festival alanı niteliğindeydi.