"Muhtar diyor ki: Bizim kapıyı da zorlamışlar!"

Feridun Abi, 27 Eylül 2024Cuma günü yazınızın köşeye sıkıştırıldığını görünce bana dokundu ya bu memleketin hâlini anlatan, bu memleketin çarşısını pazarını sizlere anlatan bu köşe inan hükûmetler ha buraya okusun memleketin ahvalini bilir. O Bolu'dan yazan abi memleketin her yerinden yazan abiler; hatta bir keresinde tehdit bile aldığını söylüyordu. Kendisi, meslek lisesindeelektronik öğretmeni olduğunu söylüyordu. Şu an ismi aklıma gelmedi, sadece bunların yazdıklarını okuyan bile memleketi de tanır, kendini de bilir. Yani bir polisimiz şehit oldu, şahıs poşete kondu. Yani illa bir polis mi şehit olması lazım İyi abi artık her yerde bu tiplerden var. Yineaynı tarihli gazetenizde yazıyor, Bahçelievler Hastanesini bile taciz edenler olduğunu...

Yine bir gazete haberi bizim burada çocuğun ayakkabılarını aldılar binadan. Bisikleti aldılar. Muhtarlığa gittik, muhtar diyor ki: "Bizim kapıyı da zorlamışlar..." Muhtarlık ofisini zorlamışlar. Bana mahalleden de bir sürü hırsızlık olayları anlattı. Bugün adaleti dağıtanlar mahşer dersi veriyorlar. Mahşerde hesaba çekilmeyi anlatıyorlar. E bu dünyada da sen adalet dağıtıyorken vicdanen rahat mısınız Kimisi enerji diyerek para dağıtıyor kimisi o kadar suç işlemiş serbest geziyor onları hesaba çekiyor mu adaleti dağıtanlar Suçluya hesap sorma makamında olanların vicdanları rahat mı İnanın artık polise mahkemeye giderken kim bilir ne zaman sonuçlanır diye kara kara düşünüyoruz... Bu duygular oluşmaya başladı içimizde.Bilemiyorum ama kürsülerde bağırarak adalet olunmuyor. Huzurlu ve güvenilir bir köy kasaba şehir memleket hepimizin hayali olmadan tedbiralınsın. Alışkanlıklar ilk pamuk ipliği kadar kolay sonra zincirin halkası kadar sert olur. Kötülüğe kilit, iyiliğeanahtar olmak kaydıyla bir ülke bir devlet bir hayat diliyoruz. Saygılarımla...

Ömer MuratKapaklı-Tekirdağ

Doğruları dile getirmek

1990 yılında askere gitmek için verem ile ilgili belge istenmişti. Evrakı almak için hastaneye gitmiştim. Belgeyi verdiler. Bağış aldılar ama makbuz vermediler. Ben de durumu medyaya ve valiliğe bildirdim. İlgililer cezalandırıldı. 1993 yılında Ege'deki bir ilin öğretmenevinin müdürünün yanlış işlerini medyaya ilettim. Amirin görevine son verildi. 1995 yılında babam vefat etti. Tapuları üzerimize geçirmek için ilgili daireye gittiğimizde bizden avanta talep edildi. Durumu medyaya ilettim. Memurlar sürüldü. 2007 yılında Doğu Karadeniz'deki bir sigortacının kasko hilesini medyaya ilettim. Yetkileri iptal edildi. 2008'de KKTC'de karanlık işler çeviren sahte bir eğitim derneğinin karışık işlerini basına ilettim. Derneğin üyeleri yüzde 90 azaldı. 2009'da yazdığım teknik kitaplardan 50 sayfa kadar izinsiz kopyalama yaparak eser üreten 3 öğretmeni basına ve MEB'e bildirdim. Tümü cezalar aldılar. 2015'te okulda usulsüz harcamalar yapan idarecileri MEB'e bildirdim. Yağlı düzenleri yıkıldı...

Özet olarak son 40 yılda onlarca konuyu medyaya ve devlet ilettim. Birçok kişinin onlara göre tekerine çomak soktum. Birkaç gün önce bir vakfın burs verme yönteminin çetrefilli olduğunu dile getirdim. Yazının muhataplarından biri X gazetesini arayarak yazıyı sildirmek, yıldırmak, mahkemeyle korkutmak istedi. Bu ülkede doğruları söylemek her zaman suç olarak görülür. Halkın hakikatleri bilmeye hakkı vardır.