Duygularımızla değil aklımızla hareket etmesini bilmeliyiz
Günümüzün rahatsızlıklarından birisi de başkalarını eleştirmek, hatalarını aramak, söylemek. Bu çok büyük bir "meziyet" hâlini aldı!Peki başkalarını eleştirmeden önce acaba biz ne durumdayız Vicdanen kendimizi rahat ve huzurlu hissedebiliyor muyuz Aslında başkalarını eleştirmeden önce şöyle bir kendimizi gözden geçirmemiz gerekmez mi Evet insan eleştirilmek değil, beğenilmek ve değerli olmak ister. Ama gerçeklerle de yüzleşmek gerekiyor. O hâlde meşgul olduğumuz ve geçimimizi temin ettiğimiz işimiz her neyse en güzel şekilde, zamanında ve tam olarak yapabiliyor muyuz İçimiz huzurlu oluyor mu Çevremize "güvenilir, emin insandır" imajı verebiliyor muyuz "Ben" değil "biz" söz ve davranışını benimsediğimizi, bencil olmadığımızı hissettirebiliyor muyuz "Ne söylerse doğru söyler, yalandan uzak duran kişiliğe sahiptir" dedirtebiliyor muyuz
Çevremize ve insanlığa karşı bu anlamda duyarlı mıyız Duygularıyla değil aklıyla hareket etmesini bilen kişiliğe sahip miyiz İrademize sahip çıkıp kötülüklerden çirkinliklerden uzak durabiliyor muyuz Nezaket kurallarına ve ahlaki değerlere karşı ne kadar hassasız Her günün sonunda empati yaparak yaşadığımız olayları değerlendirebiliyor muyuz Olaylara karşı bakış açımızı objektif olarak değerlendirebiliyor muyuz Hatalarımızı kabul edip özür dileyebilme erdemini gösterebiliyor muyuz Ön yargılarımızı yıkıp gerçekleri görebilme özgürlüğüne ve akla sahip miyiz Söylemlerimizle yaptıklarımızın çelişkili olduğu durumları fark edip tutarlı olmak için çabalıyor muyuz Sabit fikirlerimizi kırıp yeniliğe ve gerçeğe yönelebiliyor muyuz Kendi irademizle karar verebilme cesaretini gösterebiliyor muyuzSözün özü; öncelikle kendimizi sorgulayabilmek için hayatı, olayları doğru algılayabilecek objektif bir bakış açısına sahip miyizNurettin Bozan-Eskişehirİnsanları neye göre değerlendirmeliTelevizyondaki açık oturumlarda çeşitli sosyal konular konuşulurken laf genellikle insanların etnik kökenlerine gelir ve yorumlar bu zeminde yapılır. Bu yorumlarda siyah, beyaz, batılı, doğulu, Asyalı, Avrupalı vb. gibi sözler sarf edilir ve insanlar bu mefhumlar üzerinden bir sınıflandırmaya tâbi tutularak söz konusu mesele anlaşılmaya ve çözülmeye çalışılır. Gerçekten çok rahatsız edici bir durum değil mi Yani insanların arasında böyle bir konunun olması ve insanların ırklarının bir parametre olarak ele alınması hayret verici bir durum. Açıkçası böyle şeyler söz konusu olmak bir yana dursun akıllara bile gelmemeli.Bir insan ele alındığında onun ırkı ile neden ilgilenilsin Onun ırkının bilgisi bize neyi verecek Hiçbir şey! Eğer ki bir insanın hakkında bir hüküm vermek ihtiyacı duyulursa o insanın düşüncelerine, inancına ve ahlakına odaklanılmalıdır. Çünkü o insanı, o insan yapan bu saydıklarımdır. Eti, kemiği ve rengi değildir. Zaten İslamiyet'in emri de bu doğrultudadır. Allahü teâlâ insanların şekillerine değil kalplerine bakar. Hâl böyle iken Müslümanın takındığı tavır da bu yönde olur. Irka ehemmiyet vermez. İnsanlara inançlarına, düşüncelerine ve en mühimi yaptıklarına göre değer biçer ve onları bunlar üzerinden yorumlar.Diğer yandan insanlar arasında sınıflandırma yapılırken etnik kökenleri baz almak gerçekçi olmaktan da uzak bir şey. İnsanların tamamına yakını kendini inandığı doğrulara göre tanımlar ve böyle insanların olduğu gruba aidiyet hissi duyar. İsterse bunlar farklı milletten olsunlar. Bir şey fark etmez. Tersi durumda da aynı şey geçerlidir ki insan kendisiyle aynı şeylere inanmayan insanlara karşı bir birliktelik hissetmez. İsterse bunlar aynı ırktan olsunlar. Irkı geçelim ana-baba bir kardeş olsalar bile yine durum böyledir...