Dünyadaki tüm savaşların bitmesi dileğiyle...

"Savaş, ya da eski dilde harp ne demektir İki ülke, millet, kabile, topluluk vs. arasında, müzakere, ambargo, boykot, antlaşma vs. yöntemlerle halledilemeyen menfaat meselelerinin silah kullanılarak, zor yoluyla halledilmesidir. Şu da bir gerçektir ki, devletler insanların kurduğu ve yönettiği kuruluşlar olduğuna göre devletler arasında da anlaşmazlıkların olması gayet doğaldır. Bu tip anlaşmazlıkların önüne geçebilmek için diplomasi kuralları, uluslararası hukuk kaideleri konulmuştur.

Peki bunca kurala, kaideye, uluslararası çeşitli kuruluşlara rağmen, insanlık tarihinde neden savaşlara son verilememiştir.

Çünkü insanın nefsi, hep daha fazlasına ya da daha iyisine sahip olmayı ister. Dolayısıyla daha fazla gıda (av, tarım ürünü) elde etmek, daha verimli araziye sahip olmak, din çatışmaları, yer altı-yer üstü kaynakları, emperyalizm savaş sebebi sayılabilir.

Avrupalıların, İslam ülkelerinin zenginliklerini elde etme çabaları, İpek ve Baharat Yolu gibi önemli ticaret yollarını ele geçirme emelleri, dinlerini yayma gayretleri, Doğu'nun zenginliklerine göz koymaları Haçlı Seferlerine sebep olmuştu. Sonuçları da çok acı olmuştu.

Yakın tarihimizde çok iyi bildiğimiz Birinci Dünya Savaşı da Üçlü İtilaf (Rusya-İngiltere-Fransa) ve Üçlü İttifak'ın (Almanya-AvusturyaMacaristan-İtalya) sömürgelerini genişletme çabalarıdır.

Birinci Cihan Harbinin bitiminden 21 yıl sonra; Almanya, İtalya ve Japonya'nın yayılmacı politikaları, nükleer teknoloji ile çok güçlenen ABD'nin de dünyada söz sahibi olması, bilhassa Almanya'nın Birinci Cihan Harbi'ndeki bozgunun öcünü almak istemesi, İkinci Cihan Harbi'nin çıkmasına sebep olmuştur. Birinci savaşta tüm ülkelerin kaybı 16 milyon kişi civarında iken, ikinci savaşta sadece Rusya'nın kaybının 20 milyon insan olduğunu göz önüne getirdiğimizde, ikinci savaşın birinci savaştan kat kat büyük ve kanlı olduğu anlaşılır.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonunu getiren Normandiya Çıkarması önceki çıkarma ve baskınlardan tamamen farklı bir savaş taktiği olmuş, Japonya'ya atılan iki adet atom bombası ise insanlık tarihine kara leke olarak geçmiştir.

Son olarak, her ne kadar adı harekât da olsa, bir savaş olarak gördüğüm Kıbrıs Barış Harekâtına da değinmek istiyorum. Kıbrıs adasında yerleşik olarak yaşayan Türkler, sonradan adaya yerleştirilen Yunan halkın sayısının fazla olması nedeniyle nüfus olarak adanın 20'sine tekabül ediyordu. İki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yöneten Rum devlet adamı Makarios, Türk halkın haklarını hiçe sayan bir anayasa kabul ettirmeye çalışıyordu. İki halk barış içinde yaşıyormuş gibi görünse de arkadaşlıklar olsa da adadaki bazı Rumlar Türkleri istemiyordu. Bir sürü taşkınlık sonrası Sampson'un ihtilal yaparak, Makarios'u devirip adada kendi cumhurbaşkanı ilan etmesi bardağı taşıran son damla oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs'a iki başarılı harekât yaptı. Neticede Ada Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs olarak ikiye ayrıldı. Bugün KKTC devleti olan bölgede Lefkoşa, Girne, Gazimağusa, Lefke, Güzelyurt gibi hem birbirinden güzel hem de Osmanlı tarihi eserleri bulunan şehirlere sahibiz.

8 yıl süren, çocukluk dönemime rast gelen İran-Irak savaşına ve 1991 yılında yaşanan Körfez Savaşına değinmek bile istemiyorum. Savaşların uzun ve kanlı olması, savaş teknolojilerinin ve silahların akıl almaz derecede tekamülü neticesinde devletlerin sıcak savaşlardan imtina etmesi, soğuk savaş dediğimiz stratejilerin, taktiklerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Düşmana karşı ambargo, boykot, para birimini ve ekonomisini çökertmek, beşinci kol faaliyetleri de denilen ajanlık faaliyetleri, olumsuz propaganda, biyolojik ajan da denilen salgın hastalık yaymak gibi faaliyetler çok yaygınlaşmıştır. Pandemi adı verilen süreçte bir virüsün tüm dünyaya yayılması bunun en son örneğidir.