Bursa'nın doğu tarafınıntrafik sorununa çözüm önerisi

Merhabalar Feridun Ağabey, gazetemizin size ayrılan köşesini ilgi ile takip edenlerdenim. Her kesimden her türlü sorunları dile getiriyor ve çözüme kavuşmasında çok etkili oluyorsunuz. Sağ olun var olun.Feridun Ağabey, benim derdim Bursa'nın Doğu tarafının (İnegöl-Bozüyük-Eskişehir-Ankara istikameti) trafik sorunu ile alakalı.Öncelikle yeni Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımıza görevinde başarılar diliyorum. Ülkemizde her büyükşehrin olduğu gibi maalesef Bursa'nın da en büyük problemi trafik sorunudur. 20 yıldır gözlemliyorum. Bursa'da trafik hakkında yapılan iyileştirme, yol, köprü, viyadük, bat-çık vs. yapım çalışmalarının neredeyse tamamı İzmir Yolu-İstanbul Yolu bölgesine yapılıyor. Bölgenin trafik potansiyelinden dolayı elbette bu bölgelerin öncelikli olması gerekiyor. Tüm Bursalılar bu durumun bilincinde fakat yapılan yatırım ve çalışmaların tamamının da bu bölgeye olmaması gerekir diye düşünüyorum.Sizden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey'e tüm Bursa'yı, dolaylı olarak da millîekonomimizi ilgilendiren bir sorunu aktarmanızı istiyorum.Feridun Ağabey, Bursa'nın doğu yönünde merkez ilçe olan Kestel çıkışından sonra, "Ankara Yolu" adıyla bilinen çevre yolu özelliği taşıyan üç şeritli, bölünmüş yol üzerinde toplamda 4 adet olup şu anda 3 tanesi aktif olan trafik lambaları var. İnegöl-Ankara istikametinde çok yoğun olan trafik akışını sekteye uğratan bu lambalara acilen çözüm bulunması için sesimizi yetkililere duyurur musunuzBursa Mobilya Sanayisinin 100'üne yakını, Anadolu'nun onlarca şehrinden daha fazla nüfus ve sanayisi olan İnegöl'de olduğunu düşünürsek, günlük binlerce araç transit olarak Bursa'dan İnegöl'e gidip geliyor. Ayrıca şehir içinden Bozüyük, Eskişehir, Ankara'ya giden insanlar da buna eklenince bu lambalarda duran her 100 araçtan 98'i transit gidiş aracı olduğu hâlde bu lambalarda durmak zorunda kalıyor. Bir lambada ortalama 2 dakika beklendiği hesap edilecek olursa, bu lambaların gereksiz yere trafik sıkışıklığına, insanların zaman ve enerji kaybına sebep olduğu gün gibi ortada.Herkesçe malum olduğu üzere ülkemiz, akaryakıt konusunda 90'ın üzerinde dışa bağımlı bir ülke. Bahsettiğim trafik lambalarından dolayı durma, bekleme ve kalkışlar için her yıl on binlerce litre akaryakıtın gereksiz yere harcandığı tartışılmaz bir gerçek. Ayrıca zaman kaybı da işin başka bir boyutu.Feridun Ağabey, yetkililere sizin aracılığınız ile 12 Mart 2021 tarihinde Gölbaşı Rampasında freni boşalan tırın ışıklarda bekleyen araçları biçmesi ve neticede katliam gibi olan kazayı da hatırlatmak istiyorum. Eğer ışıklar olmasaydı, orada 100'e yakın araç beklemeyecek ve yaşanan bu kazanın neticesi bu kadar ağır da olmayacaktı.Çözüm önerim ise: Bu trafik lambalarının olduğu yerlere BAT-ÇIK yapılması ya da bu lambaların olduğu yerlere sağa ya da sola girecekler için kaçış rampaları yapılmasıdır.Şimdiden teşekkürler SaygılarımlaÖmer BerkDuaçınarı Bellona Mağaza-BursaBir hukuk tanımaz yüzünden hiç borcum yok iken borç ödüyorumFeridun Ağabey, evet bir seçimi daha bitirdik. Her defasında tekrarlamama rağmen bugün de söylüyorum, kurulduğu günden beri AK Parti'ye oy veren birisi olarak ilk defa bu seçimde neşesiz sevinçsiz coşkusuz bir gidişim oldu ve sonuç da neye gider bilmem; belki kaybettik belki böyle iyi oldu ama vatandaşın hissedebileceği tarzda bir devlet bürokrasisi yoktu abi, gerçekten yok. Yani polise gidiyorsun bu anlamda polis yok, kanun yok, hukuk yok, piyasa almış başını gidiyor... Kiralar vurmuş tavana, aldığım dairemde oturan önceki kiracıyı kanuni yollardan çıkartamadığım için çıkması için hiç yok yere 35.000 lira ödedim yeter ki çıksın diye. Bu sebeple 5 altı 6 ay süreyle dairem var iken kiralarda kalmamı da saymıyorum. Şu an 100.000 lira borçlandım. Hiç borcum yok iken borç ödüyorum bir kanun hukuk tanımazın yüzünden...Dışarıya olan yiğitlik içeride yok, sahipsiziz. Yani haklı olduğum bir mevzuda bile davadan vazgeçiyor acı şerbeti kendin içiyorsun. "Yeter ki mahkemeye düşmeyeyim, aylar yıllar sürmesin mahkeme" diye. Böyle bir şey olur mu ya Adalet ve hukuktan bu anlamda tamamen ümidimi yitirmiş durumdayım. Allah hayır eylesin yani yerel seçimleri kaybettik Allah'tan gene başta Reis var. İnşallah toparlar sonunu. İnşallah toparlaması lazım. Çünkü böyle yürümüyor Ağabey. Sağlıktan, adalete, hukuka kadar her şeyi sil baştan bir gözden geçirmesi lazım...Geçenlerde bu köşede birisi akşama kadar memur maaşlarını dillendirdiği hâlde "aha sonuç" diye bir yazı yazmış. Ondan önce buradaki bir yazı da pandemi sürecinde maske 350 lira iken şimdi 50 liraya düştü diye bir yazı yazmıştı. Abi durum bu, hâl bu... Ben bunu kendim yaşamış olarak öğrendim. Çerkezköy Sanayiinigezin, koca koca fabrikalar düz işçi asgari ücret veriyor. İlçede 8.000 ila10.000 lira olan kiralar hâlâ 18.000 liraya asgari ücrete çalıştırılıyor. İstanbul Güneşli'yi gezin Doğu Sanayii gezin, bir de taşeron firmalar çıkmış taşeron firmalar götürüyor seni. Yani aynı iş yerinde öbür iş yerinde öbür kişilerin haklarına sen sahip değilsin. Taşeron firma senin üzerinden para alıyor. İşçiyi düşünen yok, çalışanı düşünen yok...Hastane randevuları gene öyle, ona da bir el atılsın, o güzelim yapılan hastaneler milletin gözüne artık veba gibi görünüyor. Saygılarımla...