Bir insanın kalbine dokunabilirsek ne mutlu

"Selamünaleyküm kıymetli Türkiye gazetesi emektarları, sizleri muhabbet ile selamlarım. Yüce Allah'ın rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Siz kıymetli büyüklerime sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Öncelikle gönderdiğim yazıve şiirimiköşenizde görmek beni nasıl mutlu etti anlatamam. Allah razı olsun sizlerden.

Bizim nihayetinde tek gayemiz Allah'ın rızasına kavuşmaktır. Bu ulvi davada bir tek hakikat yazdığımızda bir insanın kalbine dokunabilirsek ne mutlu bize Sevgili Feridun Ağabey;

Bizim şiarımız dürüstlük, doğruluk, adalet olmalı. Bizim şiarımız gönül olmalı, hem de aşk ile iman ile olmalı. Şiarı olmayanın davası olmaz, davası olmayanın derdi olmaz. Derdi olmayan insanlar ile ünsiyet bağı kurma imkânı olmaz. En büyük dava olan İslam'da yolumuz hayırlarla dolu olsun.

Kıymetli Feridun Ağabeyim, göndermiş olduğum bu şiirimi yayınlarsanız beni tekrardan çok mutlu edersiniz. Allah'ım sizlerin yardımcısı olsun. Yolunuz açık olsun. Allaha emanet olun kıymetli büyüklerim.

"Hakikate varmak için, maddeyi aşıp manaya gitmelisin/Masivayı araç edip, sahibine dönmelisin./Özüne varmak için kabuğunu kırıp, nasibini almalısın/Şerefli Arş sahibi Allah'a yalvarmalısın.

Varlığa egemen olan ancak Allah'tır./Dünya manevi yolda, kuvvetli bir tuzaktır./Kalp oluştan ölüşe kadar hikmete muhtaçtır/Işık güneşten, kul zikirden ayrılmamalıdır."

Teşekkürler...

Vedat Balkaya

Unutulan komşuluk ve yardımlaşmak üzerine...

"İsmine gerek yok, memleketimin bir ilinde, zincir marketlerden birinde marketin güvenlik kameralarına küçük kız çocukları takıldı. Ellerinde defter, kalem, silgi. Okumak için kırtasiye malzemelerini alırken yakalandılar. Bu tablo karşısında sorulması gereken tek bir soru var: Kim suçlu O masum gözler mi, o titreyen küçük eller mi, yoksa onları bu çaresizliğe mahkûm bırakan bizler mi

Bir çocuk, karnını doyurmak için ekmek alabilir diyelim ama defter ise bu başka bir şeydir. Çünkü o defter sadece kâğıt değildir, hayallerin sembolüdür. Kalem sadece mürekkep taşımaz, geleceğin umudunu yazar. Hangi vicdan, hangi ahlak bu çocukları suçlu ilan edebilir Rabbimiz Duha Suresi'nde (Öyleyse yetime kahretme, el açanı azarlama)buyuruyor. Oysa biz, çocukların el açmasına bile fırsat vermeden kalemi çok görüyoruz.

Suç biraz da komşusundan habersiz olan bizlerde değil mi Bir israf kültürüne boğulduğumuz artan yemekleri çöpe atarken bir çocuğun kalemsiz kalmasını görmezden gelen bizlerde değil mi Sevgili Peygamberimiz (çocuklarınıza çokça sevgi gösterin, onlara merhamet edin)buyuruyor. Merhamet yalnızca başını okşamak değil, geleceğini güvence altına almak değil midir Bu çocukların çaldığı şey kalemdir, defterdir; ama biz onların umutlarını ve yarınlarını çalıyoruz. Bugün kırtasiye raflarının önünde yakalanan o kız çocukları değil biz yakalandık!Vicdan terazisinde, imtihan rafında yakalandık. Çocukları suçlu görmek kolay; zor olan onlara sahip çıkmaktır. Çünkü asıl suçlu, bir toplumun yardımlaşmayı unutması ve komşusunu çocuklarını naçar bırakmasıdır.