Madem oynamayacaklar, Fenerbahçede işleri ne

Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sezon oynadığı futbol, derbiye dair beklentileri haliyle yükseltti. Ancak iki takımın puan tablosundaki durumu ve kritik eksiklerini düşününce, bu kadar korumacı bir futbol oynamaları da işin gerçeği oldu.

Galatasaray topa hakim olan taraftı ama oyuna hükmetmek gibi bir planı yoktu. Daha çok Fenerbahçe'nin oyununu bozup, duran top veya bireysel hatadan gol aradılar. Fenerbahçe ise, topa sahip olunca fark yaratabileceği bir kadroyla sahaya çıksa da, belki de sezonun en düşük topla oynama yüzdesine sahip olduğu maçtı. Özetle, Galatasaray oynatmak istemedi, Fenerbahçe'nin de pek oynayası gelmedi.

Ferdi'siz Tadic hayalete döndü

Hücum özellikleriyle sivrilen beklerin savunmaya ağırlık vermesi, sahaya kazanmak için değil, kaybetmemek için çıktıklarının göstergesiydi. Ferdi, Boey, ve Osayi'nin, önlerindeki oyunculara destek vermemesi, organize hücum konusunda iki takımı da zayıflattı. Özellikle Tadic'in hayalete dönüşmesi, Ferdi'nin hücuma çıktığında Tadic'e pozitif anlamda nasıl etki ettiğini iyi anlatan bir detay oldu. Beklerin muhafazakar oyunu, daha çok ikili düellolar şeklinde geçen ve faullerle kesintiye uğrayan maçın bir türlü tempo bulamamasına neden oldu.

Toplamda 45 faulün yapıldığı maç için futbola dair bir şey konuşmak mümkün olmuyor. Hakem Arda Kardeşler'in de bu horoz dövüşünde payı olduğu kesin. İlk yarıda top 22 dakika oyunda kalmışken, uzatmaya 1 dakika vermek, ayağı kayıp düşen oyuncu görünce faul düdüğü çalmak, hakemin niyetinin de açık bir tezahürüydü.