Yeni başlıyoruz

Bitti mi her şey Misyon tamamlandı mı..

Tabii ki hayır Yeni başlıyoruz Herkes bir tarafından tutup konu ile ilgili tespitlerini dile getiriyor. Biz de mesleki deformasyon gereği olaya biraz da iletişim boyutuyla bakıyoruz İşte o boyutun bazı parçaları

1- Dış iletişim boyutu Türkiye dış basında şimdiye kadar hiç bu kadar olumlu yorumlarla anılmamıştı Fransız Le Point dergisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı diğer üç dünya lideri Putin, Xi Jinping ve Trump ile birlikte kapak yapmasından da etkili bir 'kamu diplomasisi' doğrultusunda iletişim atağı söz konusudur. Milyarlar harcasanız elde edemeyeceğiniz bir etkiye ulaşılmıştır2- İç siyasi iletişim boyutu Ufku dar, zihnî faaliyeti sığ ne kadar muhalif beyin varsa alayının garipsediği, Bahçeli-Erdoğan ikilisinin son 4 aydaki eylem planını 'okuyamadılar' ve takdir edeceklerine provokasyonla karışık tezviratla olayı saptırmaya çalıştılar Sonuç onlar adına büyük hüsran, Cumhur İttifakı için ise zafer oldu3- Squeeze durumu Bir briç oyunu terimidir, Squeeze Elleri öyle bir oynarsınız ki, son 3 ele gelindiğinde karşı ekip ne oynarsa oynasın, siz kazanırsınız. Burada da benzer bir durum vardır PKK içinde çatlaklar oluşur, süreç uzar ya da başta YPGSDG olmak üzere bazı gruplar karara uymazlarsa, bu, Türkiye'nin tezlerini ortaya koyma ve dilediği aksiyonu alma konusunda elinizi güçlendirir. 4- İşin ilginç yanı tüm tarafların kazanabileceği bir durum söz konusudur DEM Parti, sırtındaki Kandil kamburunu üzerinden atarak kazanabilir Geçmişte Türkiye Partisi stratejisiyle oylarını nasıl artırdılarsa, aynı yol hatta bu kez daha geniş bant yeniden açılabilir önlerinde 5- CHP ve HDP-DEM-PKK kamburunu sırtlarında taşımış ve genel seçimi biraz da bu yüzden kaybetmiş olan diğer muhalefet partileri de rahatlayabilirler Kandil ve diğer PKK liderleri de rahat nefes alabilirler Sürekli ölüm korkusu altında yaşama zorunda kalmak, kolay iş değildir Ve nihayet tabii ki, Cumhur İttifakı ve Türkiye Cumhuriyeti kazanır Binlerce insanın katledilmesine neden olan terör eylemleri dizine son verme başarısını gösterdikleri için

İşin özü: Uluslararası şartlar Türkiye için hiç bu kadar iyi olmamıştı. Kıymetini bilelim

Yeter ki okumasını bilelim

Atamızdan miras her şey çok kıymetli ama amiyane tabirle "ata sporumuz" diyebileceğimiz 'ahkâm kesme'ye biraz ara verebiliriz

Araştırmalar, Türkiye'de en çok benimsenen üç kimlikten birinin muhafazakârlık olduğunu gösterdikçe, toplumsal ve siyasi konulara odaklı kişiler konuya daha da bir eğilir oldular Tabii bu, beraberinde "bence" ile başlayan cümleleri, bolca ahkâm kesmeyi de getirdi

Artık bir ara verebilir, gerçeklere dönebilirler. Çünkü, Marketing Türkiye adına Aksoy Araştırma tarafından gerçekleştirilen "Yeni Nesil Muhafazakârlık" araştırmasının bazı verileri paylaşılmış

Araştırma kapsamında katılımcılara sorulan "Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz" sorusuna; yüzde 79,3 gibi büyük bir bölüm 'kısmen muhafazakâr' olarak cevap vermiş. Tamamen muhafazakâr olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 20,7 imiş.

"Geleneksel yaşam biçimi ile modern yaşam biçimini bir arada yürütmede kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz" sorusu, bir denge arayışını gösteriyormuş: "Geleneksel değerleri ve modern hayatı dengelemeye çalışıyorum" diyenlerin oranı yüzde 68,2, "Geleneksel değerlere daha yakın hissediyorum" diyenlerin oranı ise yüzde 21,2 olarak araştırmaya yansımış. Yüzde 7,6 "Fikrim yok", yüzde 3 ise "Modern yaşama daha yakın hissediyorum" demiş.

"Modern hayatın getirdiği değişimler (teknoloji, küreselleşme vb.) geleneksel değerlerinizi ne derece etkiler" sorusuna katılımcıların yüzde 53,5'i "Çok etkiler ve etkiler" yanıtını vermiş. "Ne etkiler ne etkilemez" diyenlerin oranı yüzde 27,5, "Etkilemez ve hiç etkilemez" diyenlerin oranı ise yüzde 19,2 olarak tespit edilmiş.