Mesleki deformasyon gereği ülkede iletişimle ilgili herhangi bir aksiyon alınsa kulaklarımız dikilir, süreci aşırı bir duyarlılıkla izleriz. Cumhurbaşkanlığına bağlı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bence her ülkede olduğu gibi bizde de en kritik görevlerden biridir.

İşte bu kritik görevde çarşamba akşamı Sayın Cumhurbaşkanı bir değişikliğe gitti. Yedi yıldır bu görevi yürüten, kendisini yakinen tanıma fırsattı bulduğumuz Prof. Dr. Fahrettin Altun'u Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığına (TİHEK) atayarak yerine Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Duran'ı getirdi.

Sayın Duran'ı da yakından tanıma fırsatı buldum. Kendisi ile Fahrettin Hoca, son derece başarılı araştırmalar ortaya koyan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA'da da burada olduğu gibi halef-selef olmuşlardı. Altun SETA'nın genel koordinatörlüğü bayrağını da Duran'a teslim ederek yeni görevine geçmişti.

Bu iki kıymetli bilim insanının pek çok kritik görevde ülkemize önemli hizmetler sunacaklarına inanıyoruz.

Burhanettin kardeşimize ise bir ağabeyi olarak naçizane tavsiyelerimizi arz etmeyi bir dostluk gereği görüyoruz ve diyoruz ki:

1- İletişimi uygulamalı bir bilim alanı olarak görür; kuramı çok iyi bilmenin bir gereklilik olduğunu, ama hiçbir zaman yeterli olarak kabul edilemeyeceğini kadrolara ezberletebilirseniz... 2- "Ölçmüyorsan yapma" (Sir Iain Vallance) "Ölçmüyorsan yönetemezsin" (Peter Drucker) ilkelerini hiçbir zaman unutmaz, unutturmazsanız 3- "Algılar gerçektir, çünkü insanlar onlara inanırlar" (Elfyn Thomas William H. Willimon) tespitini önemser, algıları ölçmeyi önceler, ülkeler arası İtibar Endeksi'nde Türkiye'nin sıralamada aldığı yerin hiç iç açıcı olmadığı gerçeğini kabullenir; buradan yukarı yönlü hareket etmenin yöntemlerini araştırırsanız 4- lke itibarı ile ilgili çalışmalar bir yandan yürütülürken, bundan tamamen bağımsız olarak Cumhurbaşkanlığı'nın itibarı üzerinde durup o konuda etkili projeler geliştirip, yönetirseniz; bakanlıklar düzeyinde ise stratejik iletişimin her bakanlığa özgü planlanması ve uygulanmasını ölçerek koordine edebilir, tüm süreçleri stratejik hedefler kriterleriyle izleyebilirseniz5- Adalet, güven, şeffaflık, istikrar, liyakat, gelecek tasarımı gibi kavramların toplumda yerleşmesini ve güçlenmesini sağlayabilirseniz

Evet, bütün bunları yapabilirseniz, bu ülkenin makus talihini değiştirmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımız kadar hayırla yad edilirsiniz.

"Ne yersen o'sun"

Bizim köşeyi arada sırada okuyanlar mutlaka hatırlayacaklardır 1 Temmuz'da, Veri, Enformasyon ve Bilgi yolculuğunda çok ciddi görev ifa eden yapay zekânın, iş olayın ruhuna gelince durup kaldığını vurgulayarak şöyle demişiz:

"Teknoloji hayranlarını düş kırıklığına uğratacağımızı bilsek de hakikati söylemekten geri duramayız: Sanal gerçekliğin, hiçbir zaman ruhu olmayacak. Bu nedenle de hiçbir zaman bilgeliğe ulaşamayacak."

Bir hafta sonra X'in gelişmiş dil modeli tabanlı yapay zekâ aracı Grok sanki bizi doğrulamak istermişçesine züccaciye dükkânına girmiş fil gibi ortalığı batırdı

X bu işten çok büyük hasar almadan çıkar. Çünkü sınırsız sorumsuz sosyal medya ortamı, her türden zırtapozluğa prim verirken değerlerin hiçe sayılmasına göz yumar; bu nedenle Grok olayından ciddi bir krizin doğması mümkün değildir.

Ayrıca bütün bu küfür kıyameti insanlığın hakkettiğini düşünmemek elde değil. Marksizm üzerindeki etkisi tartışılmayan ünlü Alman filozofu Ludwig Feuerbach hayli derin bir tespit ile "İnsan ne yiyorsa o'dur" (Der Mensch ist, was er isst) demiş.

Ruhsuz yapay zekâyı 'yerseniz' en ağır hakareti de sineye çekersiniz.