'Sayfiye'

Mizah, incelik isteyen bir anlatım tarzı Zekâda keskinlik, akılda olgunluk, tecrübede derinlik gerektiriyor Kesinlikle toplumlara, onların kültürlerine özgü bir tür Bununla da yetinmiyor aynı zamanda kişiye özgü oluşuyla da öne çıkıyor Yani taklit de edilemiyor Edilirse de ortaya ekşi ekşi bir şey çıkıyor Akıl, zekâ ve tecrübede saydığımız özelliklere haiz Bülent Korman üstadın toplumsal yaşama dair düşünceleri, kendine has anlatımıyla da birleşince 'nokta atışı' bir analiz hâlini alabiliyor Başta siyaset olmak üzere her konuda anlaşmamız gerekmez. Ciddiyet, derinlik ve merak üçlemesinde yüzde 100 mutabıksak mesele yoktur Önceki gün bir mesaj gönderdi... Kendisinin izniyle paylaşıyoruz:"Bütün mesele, 'sayfiye'nin yerini 'sahil kasabalarının' alışıyla başladı. Sonra oralar 'yazlık' istilasıyla önce kasaba olmaktan çıktı. Sonra köksüzlük şehirdeki hayatını oralara taşıdı. Derken, pandemi ile birlikte yazlıklar 'kışlık' hâline geldi. Kültürel alt yapısızlık, yaşam gustosundan nasipsizlik, açgözlülük bütün kıyılarımızı tebaası hâline getirdi.Oysa 'sayfiye', şehirlerin civarında, o şehir halkının sadece yaz günlerinde 'kır hayatı yaşadığı yer' demekti.Provence halkı, orada 'Paris'teki gibi' yaşamaya kalkışana 'görgüsüz' der. Bizde 'üst sınıf' deniyor.Bir Toskanalı, o kültürü onun gibi yaşamak isteyeni baş tacı eder. Bizdekiler İstanbul arsızlarına yaranmak için birbiriyle yarışıyor."Bu kadar geniş bir konu, ancak bu kadar kısa anlatılır İşin özü ancak bu kadar yalın biçimde ifade edilebilirÇocuklar hâlâ 'bir ümit' giderler Biz de 1991-2016 arasındaki 25 yıl boyunca her yazımızı Bozcaada'da geçirdik Sonra pılımızı, pırtımızı toplayıp kaçtık oradan "Neden" diye soranlara "Deniz suyu çok soğuktu", "Denize girecek tesis yoktu", "Kıyılardaki tuvalet sayısı yetersizdi", "Bir iki balıkçı dışında yemek yenecek doğru dürüst yer yoktu" türünden bahanelerle bir şeyler anlattık durdukBundan böyle 25 yılımızı geçirdiğimiz Bozcaada'yı niçin terk ettiğimizi soranlara Korman'ın yukarıdaki yazısını yollayacağım Son dönem kendimizi Büyükada'ya attık Esnafımızın velinimeti Arap turistlerin istilasının kaçınılmaz olduğu resmî tatil günleri dışında -ki o günlerde adımımızı dışarı pek atmıyoruz- Ada şimdilik 'kurtarılmış bölge' olma özelliğini kaybetmemiş Kendine has kültürünü koruyor; hatta dikte ediyorO kültüre uyamayanların kümelendiği yerler belli Adalar'a belli bir kontenjan konur ve böylece gelecek turist sayısı sınırlanırsa şaşmamak lazım Kulağa sert geliyor olabilir ama turizmde sürdürülebilirliği sağlamak için bazen böyle çözümler kaçınılmaz görünüyor Gözümüze takılanlar"Bazı şeyler olmasa da olur. Ama eğitim olmazsa olmaz" Maddi imkânları yetersiz, anne ya da babası olmayan yetenekli çocuklara eğitim imkânı sunan Darüşşafaka Cemiyeti, destek çağrısını bu 'kilit mesaj'la yapmış. Yalın ve net Amaca ve Cemiyet'in karakterine uygun Ahmet Rasim'den Salih Zeki Bey'e, Prof. Dr. Berna Moran'a kadar pek çok önemli ismin yetişmesine vesile olan 159 yıllık bu köklü Kurum'a destek olmak isteyenler darussafaka.org sayfasından bilgi alabiliyormuş. (Darüşşafaka Cemiyeti)"Zaman Ve Mekanda Akıl Karı Tercihler İçin Kurgulanan Proje Konseptler" Anlayan beri gelsin Kâr kelimesindeki a harfinin şapkasız yazılmasıyla