Ritim bozukluğu...

Lafı dolandırmayalım... Durum ciddi... Türkiye'de devlet kurumlarının tamamına yakını saldırı altında... Hem de en iyi iş yapanlar, en gurur duyulacaklar dâhil... Silahlı Kuvvetler mesela; Türk Tabipler Birliği Başkanı Fincancı Hanım, "TSK kimyasal silah kullanıyor" demedi mi! Rekor turist sayılarına imza atan Turizm Bakanlığı, ihracatı uçuran, dış ticaret açığını kapatan Ticaret Bakanlığı, pandemide harikalar yaratan Sağlık Bakanlığı, uyuşturucu mafyasına, terör örgütlerine, kara para aklayanlara kök söktüren İçişleri Bakanlığı, kamu diplomasisi konusunda büyük gayret gösteren İletişim Başkanlığı, Türkiye'nin makro ekonomik düzeydeki görünümünün düzelmesini sağlayan finans profesyonelleri... Hepsi ateş altındalar...Hele de TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)... Fakat, çuvaldıza sarılmadan önce, işe iğneyle başlasak nasıl olur..Bizim teşhisimiz, TÜİK, ritim bozukluğuna kurban gitmek üzere... Oysa bilumum saldırıya karşı kendini, yani halkın hizmetindeki bir devlet kurumu olarak itibarını korumasının en önemli yollarından biri bu ritim meselesidir...Hayatın ve hayattaki şeylerin ritmi vardır... Bu ritim işin doğalını, olması gerekeni, hayatın sürdürülebilirliğini sağlayan en kritik ve aslında en standart atmosferi tanımlar... Tıpkı kalp gibi... O ritimin üstünde ya da altında kalmak bir bozukluktur... Kısa süre içinde tedavi edilmez, normale dönülmezse hastayı kaybederiz... Ya da trafiğin ritmini düşünelim... Olağan akışı bozan araçlar ya bir kazaya neden olur ya da kendileri bu kazanın kurbanı...İletişimin de ritmi vardır... "Doymak bilmeyen kanaldır" derler onun için... Sürekli beslenmek ister, gri alan, açık köşe, boşluğa tahammülü yoktur... Kanalı siz doyurmaz, uygun ritimde doldurmazsanız, önüne gelen iyi ya da kötü niyetlilerin attıkları çerle, çöple dolar ve kanalizasyon hâline gelir... Başka bir deyişle hakikate değil, şüpheye, endişeye, tezvirata, itibar suikasına teslim olur... İşte TÜİK tam da bu dertten musdarip... Bir saldırıdır gidiyor... "Kurum, Avrupa standartlarına uyumluluk konusunda 2005 yılından beri her yıl Avrupa Birliği'nin İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından denetleniyor" diyorsunuz. "Öyle olsa ne yazar, enflasyon hesabında kullandığı ürün listesini gizliyor" diye işkembeden cevap veriyorlar... "Artış oranını yalan yanlış açıklıyor" diye zıp zıp zıplıyorlar...Peki, yıllardır sürdürülen bu ve benzeri saldırılar karşısında Kurum'un itibarını kim koruyacak Elbette, en yetkili isim, TÜİK Başkanı... Ne yapmalı Başkan Kullandıkları yöntemi, bağımsız, uluslararası kuruluşlarca denetlendiklerini, kullanılan verinin kabul görmüş Avrupa ülkelerindekiyle paralel olduğunu açıklamalı... Ve bunu, düzenli aralıklarla, yani belli bir ritim içinde yapmalı... Durum böyle mi Uzaktan, yakından ilgisi yok... Başkan Birol Aydemir'e medyada, yani en geniş halk kitlelerine ulaşabileceği mecrada daha önce ne zaman rastladık hatırlamıyoruz. Ancak, 8 Temmuz'da, geç de olsa son derece yerinde bir kararla ekonomi müdürleriyle bir araya gelmiş... Yeter mi, yetmez... Bunu bir ritme oturtmak, proaktif davranmak durumunda...Peki ya içerik.. Toplantıda kullandığı dil; genel halka ulaşabilmeli, dahası 'şıp diye' anlaşılabilmeli ve ikna edici olmalı... Öyle miydi.. Bir iki örnek verelim; beraber anlamaya çalışalım: "Enflasyon, 600 bin fiyatın ağırlıklı ortalaması alınarak toplulaştırıldığı bir hesaplamadır." En temel konuda, saldırıların en çok yoğunlaştığı alanda verilen cevap bu. Anlayan beri gelsin...Bir de "Madde fiyatlarının açıklanması için ekstra bir gün daha çalışma yapmak gerekiyor" var ki; "Çalışmaya eriniyoruz" anlamını çıkarmak o kadar kolay ki... Kiralardı, vakıf üniversitelerinin ücretleriydi, uzman doktor muayenesiydi, gıda ürünlerinn fiyatlarıydı derken öyle rakamlar TÜİK'e mal ediliyor ki; "Halkla alay ediliyor" durumuna düşmemek elde değil... Bir kez daha dile getirilim: Bu, sadece TÜİK meselesi değildir. Devletin kurumuna duyulan güvenin sarsılması, itibar kaybına uğranması meselesidir. Günün sözü"Ruhun gizli köşelerine giden yolu, ritim ve harmoni bulur."Platonİletişim Aklı 52İletişim Aklı, faaliyetleriyle 'mevcut