Paris Olimpiyatları ve Diyarbakır karpuzu
Paris'teki "Olimpiyat Oyunları"nda sergilenen 'kültür ve değerler' karşında şaşıran şaşırana Şaşırmanın kaynağı ne ola ki! Sağdan da baksan bilgisizlik, soldan da baksan bilgisizlik Bilen insan şaşırır mı hiç!..Nazi propaganda bakanı Joseph Goebbels'e atfedilse de aslında Nazilere yakın bir koyu milliyetçi oyun yazarı olan Hanns Johst'un "Schlageter" adlı oyununda geçen ünlü sözdür: "Kültür lafını ne zaman duysam, elim silahıma gider"Tabii ki kültürle ilgili bu görüşe katılmak mümkün değil Ancak kavramların içinin boşaltılıp, başka şeyleri perdelemek için kullanılması karşısında yaşanan bıkkınlığı anlamak mümkün İki başka kavramı duyunca da benim tüylerim diken diken olur: Evrensel ve küresel Dünyaya kendi tezlerini "cebren ve hileyle" dikte etmek için her yolu kullanan ikiyüzlülüğün yılmaz kalesi Batı emperyalizmi (daha önceki maskesiyle kolonyalizm), bu iki kavramı 'standart hareketleri' hâline getirmiştir. Coca-Cola bile bu gerçeği kavramıştı Pek çok ulusal markanın iletişiminde "Think global, act local" ilkesini kullanmasına rağmen onlar, "Think local, act local" tespit ve uygulamasıyla hareket etmişlerdi (bkz. 27 Temmuz tarihli yazımız). En soyut duygu olan aşk bile evrensel yani 'bütün kâinat için geçerli' değildir. Bir başka tespiti de olgulara 'bakmak' değil, onları 'okumak' noktasında ortaya koyabiliriz. Konuşma dili her türlü eğip bükmeye, perdelemeye, -mış gibi yapmaya, yüzleşmeden kaçınmaya imkân sağlayabilir, ancak beden dilini 'doğru' okuyabilenlerin yolu gerçeklere çıkar 2024 Paris Olimpiyatları'nın açılış töreni de tipik bir beden dili meselesidir. Zihni vaftizlenmiş, Batı hayranı, Batı'nın kültür ve değerleriyle hemhâl olmuş tek boyutlu zihinler, olayı tabii ki yerlere göklere sığdıramadılar Biraz davranış ve beden dili 'okuma yeteneği' olanlar ise gerçekliğin arkasındaki hakikati gördüler. Bizdeki enteller ile münevverlerin, artık Diyarbakır standartlarına ulaşmış bir 'karpuz efekti' ile ikiye bölünmeleri millî kültür ve değerlerde buluşulamadıkça sürüp gidecektir. Naom Chomsky'nin pek çok görüşüne katılmasam da "Requiem for the American Dream" belgeselini herkesin izlemesini tavsiye ederim. "Amerika maneviyatını kaybetti" diyor orada, "Onları ayakta tutan esas manevi değerleri" yitirdiklerini söylüyor. Sadece Amerika mı! Fransa da, Gazze konusunda ikiyüzlülüğün kitabını yazan Avrupa da ruhlarını şeytana nasıl sattıklarını Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde bir kez daha gösterdiler Ha, ifade özgürlüğünün "şok edici fikirlerin dahi dile getirilmesi" olduğuna çok inanıyorlarsa, Gazze'ye destek için bir bayrak açsalardı da o zaman biz de edecek laf bulamasaydık. Yoksa bu bebek pışpışlayan numaralarla ancak 'ruhu gelişmemiş ortalama'yı tatmin ederler Günün sözü"Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter."Nelson Mandelaİletişim aklı 48İletişim Aklı, ister davranış ve beden dilinde isterse konuşma dilinde olsun, mesajın illaki kodlanmış olduğunu bilir. Davranış ve beden dilinin kodlarının çözümünde hata