Ceza sahası içinde 'on kusurlu hareket'ten birini yaptığınız takdirde hakem penaltı için düdüğü çalar Bu da futboldan yola çıkarak çok sık kullanılan bir metafor hâline gelmiştir Şu sıra mevcut CHP yönetimi, Kemal Kılıçdaroğlu konusunda '10 kusurlu hareket'in sanki 10'unu da ifa ediyor
Siyaseten ununu elemiş, eleğini duvara asmış, hatta "siyasi mevta" olarak değerlendirilen, arka arkaya 13 seçim kaybetmekle malûl bir veteranı durduk yerde mağdur hâline getirip kendilerine rakip, Türkiye'ye alternatif olarak sunmaya kalktılar
Kemal Bey'e duyulan sempati bir iki puan bile artsa bunların yüzündendir Önce Silivri'ye davet edip, sonra da sanki kendi gitmek istemiş gibi davrananlar, hiçbir şekilde 'mutlak butlan' olayını kabul etmeyip, aday da olmayacağını açıklamasını bekleyenler, Kılıçdaroğlu'nun bundan sonraki siyasi çizgisinin nasıl ilerleyeceğine dair bir tür 'dikte' durumu yaratanlar ve nihayet internetteki trolleriyle eski başkanlarına en aşağılayıcı şekilde saldırılar düzenleyenler, eski bir siyasinin küllerinden Zümrüdüanka kuşu gibi yeniden doğmasına vesile olmak üzereler Kılıçdaroğlu da boş durmuyor tabii 2023 yılında düzenlenen 38. Olağan Kurultay'a ilişkin kararda 'iptal' söz konusu olursa kendisine genel başkanlık yolunun yeniden açılacağını öngörerek, "Ya ben ya kayyum" restiyle geri dönme sinyali veriyor Özgür Özel "Partimize de Saraçhane'ye de sahip çıkarız" diyerek sokağı işaret ediyor... Ekrem İmamoğlu ise Silivri'den Kılıçdaroğlu'nu hedef alıyor: "Utançla hatırlanırsınız, lanetlenirsiniz" Hatta "Suç ortağım Kemal Bey'dir" diyerek ortalığı iyice kızıştırıyorBu arada CHP üst yönetimindeki aklıselim sahibi ender siyasetçilerden Mansur Yavaş gibi görünüyor: "Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, bir ve beraber olmaktan başka ne şansımız var ne de çaremiz. Aksi halde, ben dâhil hiçbirimizin siyaset yapmasının bir anlamı kalmaz."Öte yandan gerek meydanlarda gerekse de televizyon kanallarında retorikten öte hiçbir siyasi fikriyat üretememeleri, bu kadrolara ümit bağlamış kitleleri düş kırıklığına uğratmaya devam ediyor Çarşamba akşamı TELE1'de enteresan bir tartışma vardı. AK Parti'ye de eleştiriler getiren 22. dönem milletvekillerinden Emin Şirin, CHP MYK Üyesi ve Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci'yi kelimenin tam anlamıyla 'haşladı' Programı YouTube'dan izlemek mümkünDört ay sonrasına seçim talebi yapan bir partinin Cumhurbaşkanı adayının, diğer davalar bir yana, sadece diploma iptali nedeniyle seçime katılamayacağını belirten Şirin, Parti'nin ekonomi, dış politika, içişleri, enerji gibi stratejik konularda politika ve programının bulunmamasına ek olarak bunları ortaya koyacak aktörlerin de olmadığını vurguladı Adaylık konusunda diğer muhalif partilerle istişare edilmediğinin altını çizdi Bunun da "Siz de kendi adayınızı çıkarın" şeklinde algılanabileceğini belirtti Oysa CHP tek başına yüzde 501'i tutturamayacağı için diğer muhalif partilerin desteğine muhtaçtıGül Hanım'ın verdiği cevaplar ise hiç tatmin edici değildi "Biz bunları çalışıyoruz Zamanı gelince açıklayacağız" gibi geçiştirmeci birkaç cümleyle durumu idare etmeye çalıştı
Cumhurbaşkanı'nın NATO dönüşü uçakta CHP ile ilgili verdiği beyanata hak vermemek elde değil: "CHP maalesef bugün mefluç olmuş hâlde. Şimdi bakıyorsunuz birileri '4 yıldan sonra ben tekrar geri dönüyorum' diyor. Diğerleri 'Acaba kimler gelir' diyor. Türkiye'nin temel meseleleriyle ilgili söyleyecek sözü kalmamış, koskoca partiyi bir avuç ikbal avcısının ihtiraslarına esir etmiş durumdalar.