"Küresel sistem çöküyor"

Bundan üç ay kadar önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir tespitte bulunmuş ve "Küresel sistem çöküyor, dönüşü olmayan bir yola girdik" demişti ABD, İran'ı vurduktan sonra İran'ı masaya çağırıyor Bütün çabaları, savaş kışkırtıcılıkları, barış güvercini numaraları, yaptıkları her açıklama, döndürdükleri her dolap ABD'nin ne yapmak istediğini kimse anlamasın diye sanki

Trump'ın birbiriyle çelişen açıklamaları belki de bu tavrın 'en görünür' olduğu yer Ne diyor Rejim'le alıp veremediğimiz yok, biz nükleer silah yapımıyla mücadele ediyoruz Peki, İran'ın bu yaşananları açıklamalar doğrultusunda kabul etmesi, içişlerine müdahale edildiğini düşünmemesi söz konusu olabilir mi Elbette olamaz

Dönelim Sayın Cumhurbaşkanı'nın tespitine

ABD ve onun Ortadoğu'ya bir kama gibi sapladığı İsrail, enerji kaynakları nedeniyle bölgeyi yönetmek istiyor. Bölgeyi şöyle bir tarayalım: Ürdün ve Batı Şeria, İsrail vasıtasıyla, İngiltere ve ABD'nin kontrolünde Bahreyn, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan'ı yine onlar kontrol ediyorlar

Gazze ile başlayan Lübnan'a sıçrayan, Yemen ve Suriye'yi sınayan, şimdi de Hürmüz Boğazı meselesiyle genişleyen İran krizi İşte bu görünüm, "Dönüşü olmayan bir yol"un başında olduğumuzu ifade ediyor

Tüm bunlara rağmen; bölgede sadece Suriye 'kontrol altına' alınabilmiş değil ki bunun da nedeni Türkiye'nin dirayetli duruşudur

Ülkemizi övmek bir yana hakkını teslim etme konusunda dahi son derece cimri davranan Avrupa basını artık mızrağın çuvala sığmayacağını anlamış durumda Bize yönelik eleştirileriyle tanıdığımız Alman dergisi Der Spiegel, "Türkiye artık bölgelerarası (interregional) başat bir aktör değil, bölgeler üstü (überregional) majör bir oyuncudur" satırlarına imza atmıştı Bölgemizde ve çevremizde bir istikrarsızlık, çatışma durumu belirdiğinde adeta 'acil durum kiti' gibi sarıldıkları ilk ülke o nedenle biziz

Fakat hiçbir iyiliğin cezasız kalmayacağını da unutmayalım Doğrudan olmasa da dolaylı hamlelerle üzerimize gelmeye devam edecekleri çok açık

İşte bu yüzden ülkemizin âli menfaatleri doğrultusunda birlik ve beraberliği sürdürmek son derece önemlidir Gerek Millî Maden ve Enerji Politikamız gerekse de Millî Savunma Sanayimiz çerçevesinde attığımız adımlara kararlılıkla devam etmenin bu yoldaki en somut dayanaklarımız olduğunu da unutmadan Zam da yok, iletişim de

Türkiye'de faaliyet gösteren 100'den fazla şirketten toplanan verilerle hazırlanan "Türkiye Teknoloji Sektörü Ücret ve Yan Haklar Trend Raporu"na göre, teknoloji şirketlerinin büyük bölümü 2025 yılı ortasında ücret artışı planlamıyormuş.

Melon ve Endeavor Türkiye iş birliğiyle hazırlanan çalışmada, sene başı artışlarının medyanda yüzde 30 oranında gerçekleştiği ve Temmuz artışı için sektördeki her iki şirketten birinin hâlâ karar vermediği belirtilmiş. Araştırmaya katılan yüzde 33'lük kesimden TL ile ödeme yapan şirketlerin 2025 artış oranlarının yüzde 11-20 bandında kalacağı öngörülmüş. Katılımcıların yüzde 37'si ise hâlâ karar aşamasındaymış.

Özetle, Temmuz ayına dair net bir planı olan şirket sayısı hayli sınırlı ve ücret artışları konusunda genel bir durağanlık söz konusu.