Kriz, kriz üstüne!..

Bugünkü yazımızı, Çeşme'de Türk Eğitim Vakfı'nın yardım gecesinde konser vermesi beklenen Yunan şarkıcı Despina Vandi'nin, Türk Bayrağı ve Atatürk posteri olduğu için sahneye çıkmaması üzerine yaşanan kriz üzerine kuracaktık. Ne oldu, kriz kim tarafından nasıl yönetildi... Tabii bir de kriz dışında, kendine has yöntemleri, süreçleriyle işi feraha çıkaracak en önemli unsur olan krizin iletişimi nasıl yönetildi Ancak birkaç gün içinde iletişim ve ilişki boyutunda üst üste o kadar çok kriz patlak verdi ki 360 derece kampanyalarla halkın bilinçlenmesine ve önlemlerle ilgili katılımına hizmet eden iletişim çalışmasından malul, bunlar her yıl yaz başında yapılmadığı için artarak tekrarlanan orman yangınları Belediyelerin işiyken durduk yerde okların AK Parti'ye dönmesine neden olan sokak hayvanlarına ilişkin düzenleme İki kişinin vefatıyla sonuçlanan, asli sorumlusu belediye gibi duran İzmir'deki elektrik kaçağı hadisesi Trump'ın kulağını sıyıran kurşun Mustafa Sarıgül hakkında X çukurundan ortalığa saçılan iddialar Kaybedeninin hükûmet olduğu algılamasının oluşturulmaya çalışıldığı TFF seçimleri İnsanın, para ve diğer araçlar gibi hayatını kolaylaştırmak için icat ettiği ve sonunda kölesi hâline geldiği dijital dünyanın, Microsoft uygulamalarından birindeki sorun nedeniyle özellikle bankacılık, havacılık gibi etkili sektörler başta olmak üzere küresel çapta 'çökmesi' Bu krizlerin muhataplarının bazıları iletişim boyutunda, daha ilk düğmeyi iliklerken o kadar tereddüt içindeydiler ve o kadar ciddi hatalar yaptılar ki; işin temeline inmek, ana ilkeleri bir kez daha hatırlatmakta yarar olduğunu düşündük Önce, kriz iletişiminin ana ilkeleri ile başlayalım: 1. Her krizden fırsat çıkmaz; 2. "Söylediğin her şey doğru olsun, her doğruyu söyleme" ilkesi burada da geçerlidir; 3. İmaj kavramının arkasına saklanan '-mış gibi' yapma yaklaşımı, tüm iletişim aksiyonlarında olduğu gibi burada da tersine çalışır, uzak durulmalıdır; 4. "Ölçmüyorsan yönetemezsin" (P. Drucker) ilkesi hayati önemdedir; 5. Hız (hata yapmaktan korkmamak), bir numaralı kritik başarı faktörüdür. Kriz yönetimi (hukuki, idari süreçler, sorumluların tespiti ve gereğinin yapılması, teknik sorunların giderilmesi, zararın tazmini, zarar görenlerin sahiplenilmesi vb.) ile kriz iletişimi yönetimi (krizin tüm süreçleriyle ilgili irade ortaya koyma, muhatapsız bırakmama, anında, sık ve şeffaf, boşluk, gri alana izin vermeden bilgilendirme) arasındaki farkın artık bilindiğine inandığımızdan teferruatına girmiyoruz. Bunun ötesine geçerek, 'kriz iletişimin 7 adımı'nın gözden geçirilmesinin anlamlı olduğunu düşünüyoruz: 1. İlk iş, tüm yol, yöntem ve stratejiyi belirleyecek olan hasar tespitidir. Çünkü hasar yoksa, kriz de yoktur ve kriz varmış gibi süreci yönetmeye çalışanlar, eninde sonunda 'kendi krizlerini yaratırlar' Eğer hasar varsa, büyüklüğü de önemlidir. Çünkü, verilecek reaksiyonun büyüklüğü, krizinkiyle doğru orantılı olmalıdır. En büyük hata, etrafa sürekli akıl sorarak yaratılacak kararsızlık ortamı ve geç kalmaktır. 2. Tüm süreci yönetecek, anlatacak bir sözcü belirlenmelidir ve bu kişi mutlaka 'en üst düzeyde yetkili' olmalıdır. Sözcü, dijital iletişim çağında olduğumuz gerçeğinden hareketle, gerekirse dakikalık aralarla açıklamalar yapmalıdır. 3. Hedef kitlenin yanı