İyi yapılmış kötü film

Sinemaya, filmi seyretmeye değil, okumaya gitmeyi öğrenmeye çalıştığım yıllarda en çok etkilendiğim film eleştirmenlerinden biri hiç şüphesiz Bruce Williamson idi. Williamson, 'film okumasında' basit bir akıl yürütmeyle yola çıkıyordu Onun analizinde iki kavram ve en az dört seçenek söz konusuydu.İki kavramdan biri, filmin 'iyi yapılmış' ya da 'kötü yapılmış' olması (yapım ve yönetim açısından); diğeri de 'iyi' ya da 'kötü' film olup olmaması (bıraktığı duygu, tutarlılık ve kilit mesaj açısından) Yani, filmi okuduğunuzda, ortaya dört sonuçtan biri çıkmalıydı: İyi yapılmış iyi film, iyi yapılmış kötü film ya da kötü yapılmış iyi film ve kötü yapılmış kötü filmÖzetle, iyi yapılmış, çekilmiş, kurgulanmış, göze hitap eden, duyguları tetikleyen, eğlendiren bir film ille de 'iyi film' sonucunu vermeyebiliyordu. Tıpkı kötü yapılmış bir filmin mutlaka 'kötü' olacağı anlamına gelmeyebileceği gibiSöz konusu 'pazarlama iletişimi' ise iyi ve kötünün yanı sıra olaya üçüncü bir boyut daha dâhil olur: İşin doğru olup olmaması Bir başka deyişle iş ve iletişim hedeflerine hizmet edip etmemesi Gelelim, Ekrem İmamoğlu'nun fırından taze çıkmış ilk kampanya filmine Bize sorarsanız, müziğiyle, temposuyla, görüntüsüyle, kurgusuyla, neşesiyle ve İstanbul ile İmamoğlu'nu birleştirme fikriyle 'iyi yapılmış' bir filmAncak kötü Doğru da değil İstanbullu etkilense de bu filmi yemez Sıfır noktasından haykırdığı "Her şey güzel olacak" vaadi ile aynı etkiyi uyandırmaz. Çünkü artık sıfır noktasının çok ötesinde Filmde kullanılan şarkının söz düzenine; 'kilit mesajları'na bir göz atalım (Tabii ki İstanbul yazan yerleri İmamoğlu diye okursak, maksat daha iyi hasıl olur):"Gençleri sevdi; onlara ev-okul oldu, yurtlar, burslar verdi İstanbul. Yaşlısına sevgi-saygı, şefkatle dolu; meydanlar, parklar bezendi İstanbul. Annenin yoldaşı, çocuğunun kreşi, yok dünyada eşi, öyle bir şehir İstanbul.Öğrencisi mutlu, çocukları neşeli, kim yaptı bu işi; 16 milyon kişi. Tarihine, geçmişine öyle sarıldı, öyle korundu ki İstanbul. Metroları baştan başa ağ gibi sardı. Zorlukları bir bir çözdü İstanbul.İstanbul güzel şehir, daha güzel olacak. Sözümüz var, tüm dünya ona hayran kalacak. Taşı toprağı altın, daha da parlayacak. Biz çalışacağız İstanbul kazanacak. Vapuru, simidi, hayatı, neşesi, bizi bize bağlayan İstanbul sevgisi. Biri var biliyorsun İstanbul sevdalısı, yine seninleyiz 16 milyon kişi. Yaparız bu işi 16 milyon kişi."Kötü film, çünkü içinde yalan var Doğru bir film de değil, çünkü 'vaadi', yani "Biz çalışacağız İstanbul kazanacak" fikrinin geçmişten gelen temeli yok Dolayısıyla 'güven' inşa etmesi zorBuna rağmen siyasi iletişimde "Bir adayın eksiği, yanlışı, direkt diğerine artı puan yazar" diye bir gerçek de olmadığı bilinmelidir Yani İmamoğlu'nun 'iyi yapılmış', mutlaka pek çok beğeneni çıkacak kampanya filmi, özünde her ne kadar kötü ve yanlış olsa da AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum'un kurmaylarının önünde aşılması gereken bir iletişim seviyesi olarak durmaktadır Bekleyip göreceğizGünün sözü"İmaj, bir kişi veya şeyin reprodüksiyonu ya da taklididir. İmaj kelimesi, 'imitari' yani imitasyondan gelir. Biz halkla ilişkilerde o eskimeyen kavramla, 'itibar'la ilgilenmeliyiz, 'imaj'la değil."Prof. Dr. James GrunigGözümüze takılanlar Türkiye, "İnsanlı İlk Uzay Misyonu" için heyecanla Perşembe gününü bekliyor İlk Türk astronot, F-16 pilotu Alper Gezeravcı, fırlatmanın ardından ISS'de (Uluslararası Uzay İstasyonu) 14 gün kalacak, 13 farklı bilimsel deneye imza atacak. Ülkemizin gurur projelerinden biri olan bu hadise için geri sayım sürerken LC Waikiki, tarihi olaya özel tasarlanmış TUA (Türkiye Uzay Ajansı) koleksiyonu hazırladığını açıkladı (Şebnem Ateş, Desibel). Firmanın teknoloji ve uzay konusuna odaklı bu millî meseleyi sahiplenmesinin, elbette kendi algılanması ve itibarı için önemli bir anlamı var. Stratejik