Yukarıdaki söz, TBMM'deki "Sıfır Noktasından: Görünenin Ötesinde Bir Gazze Belgesel Film Gösterimi" etkinliğinde konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a ait…
Kurtulmuş şu ifadelerde bulundu: "Sumud filosu etrafında oluşan mahşeri vicdan, insani duruş İsrail için çok kuvvetli bir alarm zilidir. Kimse bulunduğu gemisini terk etmedi. Karşılarında Akdeniz'deki güçlü bir donanma olmasına rağmen kimse geri adım atmadı. Artık çanlar İsrail için çalıyor. Bu barbarlığın sonu mutlaka vardır. Bu sonun artık hazin bir son olduğunu göreceğiz."
Pazartesi akşamı TVNET'teki Net Bakış programında gazeteci Ersin Çelik kardeşimizle beraberdik… Her ne kadar kendisi "Hiçbirimiz kahraman değiliz" dese de, o bizim için Sumud Filosu'ndaki kahramanlardan biri…
Çelik, yalnızca İsrail'in zulmünü, Gazze'nin direnişini anlatmadı… Bir de Filo'da omuz omuza mücadele verdikleri Avrupalı genç aktivistleri de bizlere tanıttı… Onlar bir başka dedi… Ne denli bilinçli ve duyarlı olduklarından dem vurdu…
Peki bizimkilerin durumu ne! Protestoları ifade ederken cümleye "sağcısıyla solcusuyla" diye başlayabiliyor muyuz! Hayır! Peki eylemlilik Bolca kınama, lanetleme, eleştiri… Aksiyon nerede O da çok zayıf…
Yani, İsrail her ne kadar Tony Blair'la, Donald Trump'la iş birliği içinde görünse de Batılı ülkelerin göz ardı edemeyecekleri, tepkilerine kulak tıkayamayacakları bir kitle var… Onları, 2 yıldır, İsrail saldırılarına başladığından beri sokaklarda, protestolarda görüyorduk zaten… Ersin kardeşimizden de dinleyince iyice emin olduk, artık İsrail'in işi kolay değil…
"Sıfır Noktasından: Görünenin Ötesinde Bir Gazze" belgeseli de tam da bu nedenle çok önemli… Bu dünyaya açık, duyarlı ve eylem kabiliyeti yüksek gençlere seslenmek için… Onları Gazze gerçeğinden koparmamak, Netanyahu'nun yalanlarına teslim etmemek için…
Hiçbir şeyin öleceği yok!..Öyle her "ölecek" denen ölseydi işimiz yaştı… Her yeni icat, uygulama ortaya çıktığında eskisi, geleneksel olan için "ölecek" denir… Tabii yeni sisteme henüz uyum sağlayamamış, yenisine alışamamışları alır bir korku, bir gerginlik…
Rahat olalım, işe yarar, dişe dokunur hiçbir şey ölmez… Maddi ya da manevi fayda getiren şeyler de… Başkalaşabilir, dönüşebilir veyahut yerini yenisine bırakabilir ki o zaten vaktinin dolduğu ve aslında terk edildiği anlamına gelir…
Bir de ne zaman ölmez Siz onu öldürmek istemez, inisiyatif alır, aksiyonları hayata geçirirseniz…
CGV Mars Cinema Group'un bir üyesi olan Paribu Cineverse sinema salonları, "Türkiye Sinema Festivali" kapsamında katılımcı sinemalarla beraber, biletleri 80 TL'ye satmış… Sonuç İki gün boyunca 364.208 kişi kampanyadan yararlanmış… Bu da toplam 780 bin kişinin katıldığı ifade edilen Festival'in izleyici sayısının neredeyse yarısı demek…
Bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla iki etkinlik daha var: "Çocuk Filmleri Festivali"nin 21.'si Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından Malatya'da düzenlenmiş. Anadolu Kültür, Sanat ve Sinema Derneği'nin "Anadolu Kısaları Forumu" ise 24-28 Ekim tarihlerinde sinemaseverlerle buluşacakmış.
Hani "Dizi platformları çıktı, her şey internetten ulaşılıyor, sinema ölecek" diyenler var ya… Onlara söyleyelim, işine sahip çıkanlar, vizyon sahibi yöneticiler, bu işe uzmanlığını, emeğini koyan STK'lar ve akıllı işletmeciler oldukça hiçbir şeyin öleceği yok…
Kilis yorganı 'millî kültürü' de ısıtır...Yeter ki gönül istesin… Millî kültürümüzün ögelerine sahip çıkmak işte bu kadar kolay… Bambi Yatak, üç yıl önce coğrafi işaretle tescillenen Kilis yorganını yaşatmak üzere "Kadın Eliyle, Emeğiyle" projesini hayata geçirmiş. Kilis Valiliği, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Kilis İnsani ve Sosyal Gelişme Derneği iş birliğiyle yapılan projede, kültürel motiflerle bezeli yorganlar Kilisli kadınlar tarafından üretiliyormuş. Hem bölge istihdamı desteklenmesi hem de yorgancılık kültürünün geleceğe taşınması hedeflenmiş…