Aklımıza Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu'nda ele alınan konuların temelindeki tespit geldi: Devletin Kültür ve Sanat Politikaları, Hükûmetin Kültür ve Sanat Politikaları ve nihayet halkın yaşadığı Kültür ve Sanat uygulamaları arasındaki farklar, fark edilmeden Cumhuriyet'in temelini oluşturan kültür meseleleri çözülemez
Bir gün dünyanın en etkili kültür merkezlerinde sergilenip cumartesi akşamı olduğu gibi izleyicilerin dakikalarca ayakta alkışlayacaklarından en küçük şüphe duymadığım 'Gilgameş Operası', Türk millî kültürünün en önemli kilometre taşlarından biri olarak kültür ve sanat tarihimize altın harflerle yazılacaktır.
Aziz dostum Halit Refiğ'in Wagner'in Parsifal adlı eseriyle eş değerde gördüğünü ifade ettiği Gilgameş'i, Saygun, çeşitli aralıklarla çalışarak 1965'te başlayıp 1983'te tamamlamış İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) ise son 6 ayda geceli gündüzlü çalışma ile mükemmel bir performansla seyircinin karşısına planlandığı gibi çıkmışlarMüzikle olağanüstü uyum içindeki ışık ve renk oyunlarını, kostüm ve dijital mekân tasarımını anlatarak ifade etmek zor Meraklısı için son gösteri bu akşam Kaçırmayın derim
Açılış konuşmalarıyla Festival'e ve prömiyere giriş yapan İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü Caner Akgün ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, başta olmak üzere toplamı 450 kişiyi aşan şu kadro her türlü takdiri hak ediyor:Caner Akın'ın teknoloji ile sahne tekniklerini harmanlayarak Türkiye'de ilk kez opera sahnelenmesinde devrim yaratan büyük bir görsel şölen ile yönetmenliğini üstlendiği "Gilgameş Operası"nda, Orkestranın şefi İbrahim Yazıcı idi. Dekor tasarımı Efter Tunç'a, kostüm tasarımı Gizem Betil'e, Işık tasarımı Cem Yılmazer'e, video tasarımı Aisha Hajiyeva'ya, koreografi Deniz Özaydın'a ait. İDOB Korosu'nu ise Volkan Akkoç yönetiyor...Diğer starlara gelince şöyle sıralamak mümkün: Hikayeci: Hüseyin Likos; Gilgameş: Alican Güçoğlu; Enkidu: Yılmaz Berkay Günay; Ninsun: Aylin Ateş; Şamaş: Burak Bilgili; İştar: Şebnem Ağrıdağ Kışlalı; Anu: Gökhan Ürben; Antum: Asude Karayavuz; Enlil: F. Kılıç Aslan; Humbaba: Melike Manav Yalçın; Alto Solo: Nursel Dinler Yazman; Halktan Bir Kadın: Neslişah Pekin; İştar Kızı: Burcu Soysev , Berin Kocabaşoğlu; Siduri: Merve Topaldemir; Soprano Hikayeci: Pınar T. Koç; İrnina: Zeynep Halvaşi; Gelin: Buket Polat; Damat: Agit İşcan; Yılan: Ecem Ovat; A Düşünce Hayali: Emre Güngör; B Düşünce Hayali: Mualla Dedemen; C Düşünce Hayali: Banu Ergün; D Düşünce Hayali: Ahmet Baykara; Ut Napiştim: Alper Saldıran.
İDOB'un basınla paylaştığı yorumda da belirttiği gibi, bilgisizlikten bilgiye geçişi tasavvufi bir şekilde ele almasıyla zamansız bir eser olma özelliğine sahip olan, tüm otoriterlerce 20. yüzyılın en büyük bestecilerinden biri olarak kabul edilen Ahmed Adnan Saygun'un yerli millî evrensel üçlemesini kültürler arasında köprü kurarak hayata geçirdiği ve ana yurdunun düşünce dünyasını, kavramsal bir çerçeve içinde yorumladığı yapıtlarından olan epik dram, Doğu'nun duyarlılığıyla Batı'nın çok sesliliğinin iç içe geçmiş hali olarak da tanımlanabilir.
Anılarımız, bizi Adnan Saygun konusunda düşünce ve duyarlılığımızı artıran sevgili Gülper Refiğ'in bir röportajındaki ifadesine götürüverdi."A. Adnan Saygun ve Geçmişten Geleceğe Türk Musikisi" ve "Özsoy Operası - Atatürk ve Adnan Saygun" gibi kitaplarıyla da tanıdığımız Gülper Hanım, 19 yaşındayken Adnan Saygun'un "Yunus Emre Oratoryosu"nda Yunus'un Divanı'yla karşılaşıp aradığı hakikati bulduğunu ve o andan itibaren 'ben'den ve nefsinden vazgeçtiğini belirtmiş
Adnan Saygun Cumhuriyetimizin temeli olan millî kültürümüzün içindeki hak ettiği yere nihayet ulaşıyor 450 sanatçı kardeşimi alınlarından öperim