Bir insanın yaptığı, söylediği her şey mi yanlış olur… Konu CHP Genel Başkanı'na gelince, "En bozuk saat bile günde 2 defa doğru zamanı gösterir!" tespiti dahi geçerliliğini yitiriyor.
Son açıklaması, hakikatten son kopuşu, halkımızın deyişiyle hepsinin üstüne tüy dikti:
Hükûmetin en güçlü olduğu alanlar olan dış politika ve savunma politikalarını eleştirerek, "AK Parti'nin dış politika beceriksizliği artık Türkiye'de her bir vatandaşı tehdit eder durumda. Başınıza her an bir Rus İHA'sı düşebilir" demiş… Devam da etmiş: "Ankara'ya, ülkenin başkentine, Elmadağ'a kadar kontrolsüz SİHA geliyor. Gelmesinden utanmıyorlar, düşürdük diye övünüyorlar…" En müthişi de Sayın Cumhurbaşkanı'nın SİHA'ların vurulma
emrini iki saat geç
verdiğini iddia etmesi…
Üşenmeyip, yanındaki vatan evladı asker emeklilerine bir sorsa, yalancı durumuna düşmeyecek, bu konuda emir yetkisinin Genel Kurmay Başkanlığı'nda olduğunu öğreniverecekmiş…
Sözcü TV geçenlerde bir araştırma (bkz. http://bit.ly/4paE183) yayınladı… Çalışmayı Asal Araştırma yapmış. Sayın Cumhurbaşkanı'nın muhalefetin önde gelen isimleri karşısında nasıl bir şansı olabileceğini sorgulamışlar… Bakın tablo nasıl şekillenmiş:
Bu araştırmayı iktidarın politikalarını destekleyen bir şirket yapmış ve sonuçlar yine iktidara yakın bir kanalda yayınlanmış olsaydı,
Özgür bey kıyameti
koparırdı herhalde…
Bakalım CHP tabanı bu durumun, yani CHP'nin 75 yıldır tek başına iktidar olamayışının nedenlerini, bu milletin millî ve manevi değerlerinden, millî kültür mirasından ve 'ortak ruhi şekillenmesi'nden, millî bağımsızlık ilkelerinden yaşanan kopuştan kaynaklandığının ne zaman farkına varacak…
Bu sefer 'cuk oturmuş'…Bir markanın iletişim kararlarını verirken 'pazarlama iletişimi' uzmanları ve üst düzey yöneticilerinin en zorlandıkları husus, markalarıyla özdeşleştirecekleri,
mesleki jargonda 'marka yüzü' denen kişiyi tespit etmektir…
Siyasi parti için lider algısı ne kadar belirleyici ise ticari markalar için de 'marka yüzü' o denli önemlidir.
Firmanın 'varoluş nedeni'yle, kültür ve değerleriyle yüzde buluşması gerekir marka yüzünün… Verdiği kilit mesaj hedef kitlesinde 'arzulanan davranış değişikliği'ni oluşturmalı; kendi algısı, markanın algısın önüne geçmemeli, marka ruhunu (brand essence) kişiliğinde pürüzsüz yansıtabilmeli…
Karaca, yukarıda sözünü ettiğimiz evreleri hayli başarılı bir şekilde geçmiş ve reklam filmi gösterime sokmuş. Marka yüzü olarak İtalya'da önce Fiorentina'yı sonra da AC Milan'ı çalıştırmış, başta Galatasaray ve Millî Takım'da olmak üzere Türk futbol otoritesi sıfatıyla destanlar yazmış bir starı, Fatih Terim'i belirlemiş.
Hem Espresso hem de Türk kahvesi yapabilen aleti tanıtan Terim, reklamda, İtalyan kimliğiyle espresso'nun ne kadar mükemmel olduğunu anlatırken Türk Terim ise Türk kahvesinin nefasetini vurguluyor… Finalde iki taraf, Fatih Terim'in dillere pelesenk olmuş sözüyle noktayı koyuyorlar: "Biz bitti demeden bitmez!"…
Karaca'yı ve ajansları Medina Turgul DDB'u kutluyoruz…

4