AK Parti ve 'Beklenti Yönetimi'

Bizde çok sık kullanılan sözdür "Dağ fare doğurdu!" Bu, yüksek düzeyde bir düş kırıklığının ifadesidir. Düş kırıklığının düzeyi, beklenti ile gerçekleşen arasındaki uçurumun derinliği ile düz orantılıdır Derinlik ne kadar büyükse, düş kırıklığı da o kadar yüksek olurİletişimin tek amacı vardır: İkna!.. İkna ise, yukarıdaki cümleden anlaşılabileceği gibi, ancak gerçekleşen ile ilgili algının beklentinin üzerinde tecelli etmesiyle mümkündürŞu günlerde Sayın Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde AK Parti'nin gelecek tasarımı ve yönetimiyle ilgili çok ciddi bir beklenti yaratılmakta. Partinin son Merkez Karar ve Yonetim Kurulu toplantısında kongre süreci bütün ayrıntısıyla ele alınmış Belde, ilçe, il ve nihayet Büyük Kongre'ye uzanacak Demokratik Katılım süreci konuşulmuş Büyük kongre aynı zamanda 31 Mart seçimlerinin ardından yapılması beklenen değişimin de işaret fişeği olacakmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partinin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmadan o bölümü hatırlamakta yarar var: "Anlayışla özeleştirimizi samimiyetle yapıyor, nerede eksiğimiz varsa hiçbir komplekse kapılmadan üzerine cesaretle gidiyoruz. Önümüzdeki aylarda başlatacağımız Büyük Kongre sürecimizi sadece bir 'vitrin yenilenmesi' olarak değil, milletimizin bizden beklediği kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz. Kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz. Heyecanını kaybedenler, millete hizmetin önünde engel olmamalıdır"Konuşma daha çok yönetim kadrolarındaki değişikliğe işaret ediyor sanki Oysa satır aralarında beklentinin çok daha farklı boyutlarda yönetilmesi ve bu alandaki iletişimin Büyük Kongre'nin yapılacağı Mayıs ayına kadar kesintisiz sürdürülmesi, geniş kitleleri çok daha derinden ikna edecek bir yöntem olarak ortaya konmuş.Orta Vadeli Programın gerçekleşmesi yolunda ciddi sonuçlar elde edildiği, enflasyonun tahminlere yakın bir düzeyde kontrol altına alınabildiği, buna rağmen büyüme hedeflerinden önemli sapmalar yaşanmadığı, ihracat, dış ticaret açığı, ihracatın ithalatı karşılama oranı, risk puanı vs. gibi makro göstergelerde olumlu rakamların gündeme geldiği ifade edilse de, bu yaklaşım ikna için yeterli olamamaktaÜlkemizdeki adalet sisteminin güvenilir bir şekilde çalıştığı algısının sağlanması ve makro göstergelerin ne zaman nasıl halkın gündelik hayatına yansıyabileceği, beklentiyi yönetebilecek düzeyde iletişim sürecine dahil edilmeli Yoksa adında adalet ve kalkınma gibi iki temel kavramı barındıran bir partinin ikna kabiliyetini ayakta tutması zorlaşabilir. (Bkz. 22.08.2024 tarih ve "Türkiye 'bunu' hak etmiyor!") başlıklı yazımız. Geçenlerde AK Parti'ye uzun yıllardır gönlünü ve mesaisini vermiş olan iki kişinin arasında geçen bir konuşmaya kulak misafiri oldum Çok önemli üst düzey bir kadroya yeni bir atama yapılmış, atanan kişinin olağanüstü nitelikli olması ikisini de şaşırtmıştı Biri öbürüne diyordu ki, "Yahu mükemmel yetişmiş bir eleman bu Arkasında da kimse yok!... Nasıl olmuş acaba.."AK Parti'nin göreve yeni gelecek genç kadrolarını hayli zahmetli bir 'Yeniden İnşa' dönemi bekliyor Adalet, kalkınma, liyakat ve tüm diğer soyut kavramları ve toplumsal değerleri sahiplenmek, beklentiyi o kavramlar üzerinden yönetmek kolay olmayacak Benzer zahmetli bir yol da, sürecin ara verilmeden sürekli ifade edilmesini sağlayacak iletişimden sorumlu AK Parti kadrolarının önünde duruyor. Yolunuz açık olsunGünün sözü"Bir şeyi değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır"SokratesGözümüze takılanlarİstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, nitelikli edebiyat çevirilerini desteklemek amacıyla verilen "Talât Sait Halman Çeviri Ödülü"nün 2024 yılı başvuruları 4 Ekim'e kadar kabul edilecekmiş. Bu kapsamda Seçici Kurul'un belirleyeceği yapıtın çevirmenine 60 bin