Zaman Akıp Gider Durulmadan

Zaman Akıp Gider Durulmadan

ALİ OSMAN AYDIN

Zaman su gibi akıp geçiyor... Geçen gün Ocak ayı için aylık kültür programı hazırlıyordum. Aklıma davet etmek için bazı isimler geldi. Sonradan hatırladım, en son geçen yıl Ocak'ta o isimlerle çalışmışım. Şaşırdım kaldım! Yanılıyor muyum diye, bir kez daha baktım notlarıma. Yanılmıyormuşum. Bir yıl geçmiş. Ama sanki her şey birkaç ay önce olmuş gibi hissettim.

Ne kadar enteresan. Necip Fazıl'ın şiirinde söylediği gibi: "Çocukken haftalar banaasırdı; Derken saat oldu, derken saniye..." Tastamam böyle bir zamana geldim. Mevsimimiz geçiyor galiba. Necip Fazıl'ın "Saat" dediği bölümde olduğumu zannediyorum. "Saniyede" nasıl hissedeceğimi tahmin bile edemiyorum.

Daha güzel bir söz geldi aklıma. Şöyle bir şeydi: "Gençlik gençlerin elinde heba oldu gitti." Ne kadar doğru. Gençliğin kötü yanı, sonsuza kadar süreceğinin zannedilmesiYeryüzündehiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor maalesef. Bu bilinmeyince o benzersiz imkân, yani gençlik farkına varılmadan yitiriliyor. Sonsuzluk taleplerimizin bu dünyada karşılığının olmadığını idrak etmek ve taleplerimizi öte dünyaya ertelemek en doğrusu.

Ahmet Hamdi Tanpınar "Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında" demişti. 2024 biterken, tam da zamanın içinde, onun mahpusu olduğumuzu hissediyorum. Ne durdurabiliyoruz, ne tesir edebiliyoruz; onun hükmü karşısında yalnız boyun eğiyor ve karşı koyamadan çürüyoruz. Ne demişti Orhan Gencebay: "Zaman akıp gider durulmadan Ne sual ne cevap bulunmadan Biz onun içinde yitip kahroluruz Bize yaşamak yok yorulmadan. " KütüphanelerKitap alma alışkanlığımı büyük ölçüde terk ettim. Bunun yerine, çevremdeki belediye kütüphanelerinden her ay ödünç kitap alıyorum.Hem kitaba gereksiz yere para vermiyorum, hem de onu istifleme derdinden kurtuluyorum. Kurum kütüphaneleri ağzına kadar kitap dolu. Fakat kütüphanelerde ciddi bir insan trafiği var. Oturup biraz okuyayım derseniz, yer bulmak çok zor. Tüm kütüphaneler gençlerle dolu. Gençlerse kütüphaneleri sadece sınavlara hazırlanmak için kullanıyorlar. Kitaplarla bir işleri yok anlayacağınız. Bazı belediyeler, kütüphaneleri sadece gençlere tahsis etmiş durumda. Gittiğinizde almıyorlar. Bu bana yanlış geliyor. Kurumların gençlerin gönlünü almak istemelerini anlıyorum ama gençlere ders çalışmaları için kütüphane yerine başka yerler tahsis edilemez mi O güzelim binalar, o konforlu mekânlar, okunmayı bekleyen o cilt cilt kitaplar, raflarda tozlanıyor inanın. Çünkü gelen genç, soru bankalarını çözüyor. Son zamanlarda artan kütüphane sayısı güzel ama bu sorunu da çözmek lazım. Kazancakis Yine öyle bir kütüphaneden çok sevdiğim yazar Nikos Kazancakis'in "Kardeş Kavgası"nı aldım geçen hafta. Kazancakis'i çok beğenirim. Kendisi biraz da hemşerimiz olur. Yunanistan Girit doğumludur. Girit'i resmen kaybedişimiz şunun şurasında 1909'dur. Kazancakis son yüzyılın en büyük yazarlarından biridir bence. "Zorba, Günaha Son Çağrı, Allah'ın Garibi, El Grecoya Mektuplar" unutulmaz kitaplardır. Onu okuduğumda denizin kokusuyla, meyve ağaçlarıyla bezeli bahçelerin huzuruyla, yaz sıcağında sararmış toprağın tozlu dokusuyla sarmalanırım. Bana göre Kazancakis bütün hayatı boyunca, bütün eserlerinde inancın gerçekte ne olduğunu, insanın nasıl ve neye inandığını aramış durmuş bir yazardır. "Allah'ın Garibi"