Yeni Müfredat

Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredat taslağını kamuoyuyla paylaşmış. Aslında Milli Eğitim, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" diyor yeni çalışmaya.

Bu modelle müfredattaki yoğunluğun seyreltilmesi amaçlanmış. Yoğunluğun düşürülmesi güzel ama sadece bununla bir yere varılamaz tabi.

Açıklama metinleri yeni yayınlandı. İncelemek için çok vakit bulamadım. Sadece bir kısmını okuyabildim. Yalnızca metni okuyarak daha önceki sistemle yeni model arasındaki farkı anlamak zor gibi görünüyor. Galiba yeni modelin ne olduğu, ancak ders kitapları ortaya çıktığında tam olarak anlaşılacak.

Eğitim meselesinin ülkemizdeki son iki yüz yılını araştıran ve "maarif meselesini" dert edinmiş biri olarak şimdilik birkaç şey söylemek isterim. İleride, daha detaylı inceleme fırsatı bulduğumda, eni konu masaya yatıracağım bu yeni modeli.

Öncelikle şunu söyleyeyim: Meselenin sadece müfredat meselesi olarak görülmesi çok doğru değil. Bizim eğitim sistemimizin herhangi bir şeyi öğretme vasfı kalmadı ki, yeni bir modelle mesafe alabilelim! Bunda da müfredat dışında sistemin kendisi ve öğretmen meselesi de çok etkili.

Derdini anlatacak kadar Türkçe veya günlük hesaplamaları yapacak kadar dört işlem öğretemiyor mevcut sistemimiz, koca on iki yılda.

Eğitim sistemimiz, bilgi aktarımına odaklı bir şekilde işliyor. Ki bugün bilgi dediğiniz şeyin bir değeri yok. Çünkü onun her türlüsüne anında ulaşabiliyorsunuz. Bilgi, ancak onu işleyebilecek kafalar olduğunda değerli olabiliyor.

Bilgiyi de, disipline edilmiş, düşünmesini bilen, mukayese yeteneği gelişmiş, farklı disiplinler ve bilgiler arasında bağlantılar kurabilen, mantığını kullanmasını öğrenebilmiş kafalar işleyebilirler.

Bilme ve düşünme ile ilgisi olmayan bir insan için Sinan, Newton, Bach ve Edison hiç var olmadılar zaten!

Eğitim sistemimizin en büyük sorunu düşünmeye hak ettiği alanı açmaması. Düşünmeyi bilmeyen insanlara istediğiniz bilgiyi yükleyin sonuç bugünkünden farklı olmayacaktır.

Bakın bugünkü kuşakların sahip olduğundan çok daha az bilgiye sahip olan geçmiş kuşaklar çok büyük işler başardılar. İnsanlığın gelişimini sağlayan icatların çoğu bugünkü anlamda eğitimsiz ama düşünme becerisi felç edilmemiş insanlar tarafından yapıldı.

Öğrencilere düşünmeyi öğretin. Zihinlerindeki mekanizmayı aktif hale getirin. Temas ettiği dünyadaki çelişkileri, benzerlikleri görebilsin; mukayese, muhakeme edebilsin; iki "şeyi" alıp onlardan bir terkibe varabilsin. Siz bu mekanizmayı harekete geçirin, gerisini o halledecektir. İhtiyacı olan bilgiyi arayıp bulacak, onu gerektiği gibi işleyecektir.

Ayrıca eğitim, insanın kendisi üzerinde kontrol sağlamasıyla ilgili de bir meseledir. Eğitim ile insan karakteri gelişir. İnsana eğitim ile disiplin kazandırılır. İnsan eğitim ile kendine hakim olmayı, kendini tanımayı başarır. Sabır, gayret, sebatkarlık, fedakarlık, kararlılık, cesaret, özgüven, manevi değerler Hepsi eğitim ile güçlendirilir. Bu sayede kişiye tabiri caizse yeni bir karakter kazandırılır.

Öğrencinize, nasıl iyi bir insan olacağını uygulamalı olarak öğretin... Ne de olsa on iki seneniz var! Sıraya girmeyi, şehrin yollarını kullanmayı, başkasının haklarına saygı göstermeyi, insanları gürültü ya da başka şeylerle rahatsız etmenin ne kadar yanlış olduğunu, vatandaş olarak sahip olduğu hakları nasıl kullanacağını, toplum içerisinde nasıl hareket edeceğini, herkese karşı kibar, ölçülü ve saygılı olmayı, görev ahlakının ehemmiyetini, temizliğin her çeşidini tabiat haline getirmeyi, kamu hakkının ne olduğunu, adil ve dürüst olmayı öğretin Ancak o zaman güzel bir toplum kurabiliriz!

Muhtelif zamanlarda eğitim ile ilgili yazarken şunları not düşmüşüz:

Bu çocuklara yapabileceğiniz en yararlı şeyzihinlerine bilgi boca etmek değil,meraklarını yöneterekkendi başlarına düşünebilmeyi öğretmektir. Böylesi mühim bir işte çokdikkatlive donanımlıolmak, alışıldık kalıpları bir kenara koymak zorundasınız. Çünkü her çocuk bambaşka bir doğayla,bambaşka bir kapasiteyleveyetenekledünyaya geliyor.Durum böyleyken,çocukları alışıldık kalıplardan uzak tutmamız gerekirkeneğitimsistemimizle onları köhnemişkalıplara sokarak doğalarını sakatlıyoruz.