Yakın tarih tartışmaları
Yakın tarih tartışmaları
ALİ OSMAN AYDIN
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yakın tarihe dair sansasyonel şeyler söyledi geçen gün. Söyledikleri hâlâ tartışılıyor. Muhalif kesim dört bir koldan kendisini eleştiriyor, hakkında davalar açılması planlanıyor.
Ben bu konuşmalara şöyle bakıyorum. Tarihsel olarak söylenenlerin doğru olup olmaması farklı bir konu. Milli Eğitim Bakanlığı gibi son derece hayati bir konumda olan birinin siyasal tartışmalarla vakit harcamasını doğru bulmuyorum. Sorunlarla dolu bir eğitim sistemimiz var. Mezun öğrenci profilinden ülkece hiç memnun değiliz. Bırakın memnuniyeti, eğitim sistemi içindeki çocukları bir ölçüde kaybedilmiş sayıyoruz.
Bir bakan bence bu temel sorunlara konsantre olursa daha doğru olur. Yakın tarih tartış tartış bitmez! Mesela laiklikle ilgili geçmiş travmalar varsa, ki var, bunun onarılacağı yer, yeni istikametlerin verileceği yer, kavramların rasyonel bir şekilde revize edileceği yer, eğitim sistemidir. Faydasız tartışmalar açacağınıza, yeni kuşaklara kavramların doğrusunu öğretin ki kendi tercihlerini yapabilsinler. Çocuklar tek bir tip laiklik olduğu yanılgısına saplanıp, papağan gibi aynı klişeleri tekrar edip durmasınlar. Onlara bir bakış açısı sunun
İngiliz tipi laikliği anlatın mesela. İngiliz tipi laiklik daha esnek bir laiklik tipidir. İngiltere'de devletin resmi dini vardır. Dinin devlet aygıtında bir fonksiyonu vardır. Kral hem devletin hem de Anglikan kilisesinin başıdır. Din yasama organında temsil edilir. Diğer dinlere geniş özgürlükler verilmiştir. Dinlerin kamusal alanda temsilini devlet bir tehdit olarak görmez. Devlet, bizdeki gibi din reformu yapmaz. (Falih Rıfkı Çankaya kitabında, Kemalizm'in esaslı bir din reformu olduğunu söylemişti) Devlet halkının dini değerlerini aşağılayamaz. Bunu devlet politikası haline getiremez.
Sonra, Fransız tipi dayatmacı jakoben laikliği, bunun Fransa'da oluşturduğu sosyal travmaları, bizim modernleşmemizin neden esnek İngiltere örnekliğinden değil de, çok daha sert olan Fransız yorumundan esinlendiğini, Osmanlı çok kültürlülüğünü ve birlikte yaşama pratiğinin felsefi, dini kökenlerini anlatın...
Öğrenciler olaylara geniş bir zaviyeden bakabilsinler. Vaktimizi yararsız tartışmalarla harcamayın artık!
Zaten ulus muyduk
Oxford Sözlüğü, ulusu şöyle tanımlıyor: Siyasal olarak örgütlenmiş biçimde ve belli bir toprak üzerinde bir arada yaşayan, ekonomik yaşam, dil, tarih, ruhsal yapı ve kültürel özellikler yönünden ortaklık gösteren en geniş insan topluluğu.
Osmanlı'da bu temelde bir ulus bilinci olmadığı, bu bilincin erken cumhuriyet döneminde oluşturulduğu iddia edilir. "Bu bilinç olmasaydı bugünkü Türkiye de olmazdı" diye bir sonuç çıkarılarak, erken cumhuriyet dönemi idaresine borçlu olduğumuz vurgulanır.