Uzun ve Sağlıklı Yaşamanın Formülü!
Uzun yaşamın formülü nedir Şimdilerde elinizi attığınız her yerde karşınıza bu formüle dair birbirinden farklı, tuhaf ve yer yer komik reçeteler çıkıyor. Bendeniz böyle reçetelere pek inanmam. Okurum, dinlerim, altında yatan amacı anlamaya çalışırım, ama inanmam.
Geçenlerde böyle bir habere denk geldim. Bir göz atayım dedim.
26 Ağustos 1912'de İngiltere'nin Liverpol kentinde doğan John Tinniswood 112. yaşını kutlamış. Etrafını kuşatan gazeteciler de merakla sormuşlar: Formülü nedir
112'lik John cevap vermiş: "Niye bu kadar yaşadım, hiçbir fikrim yok. Özel bir sır falan bilmiyorum. Bence farklı birisi değilim." Başkalarından çok da farklı olmadığında ısrarcı olan John, "Uzun ya da kısa bir yaşam sürebilirsiniz, bununla ilgili yapacak çok fazla şey yok." demiş.
Her gün bir başka şeyin hayat kurtaran formülünü sırrını açıklayarak ünlerine ün katan, paraya para demeyen "formülcüler", pek tabii böyle bir açıklamayı kolayca sindiremezler.
Mutluluğun da, başarının da, sağlığın da, genç kalmanın da, aile içinde huzurlu olmanın da, kendinizi sevmenin de bir formülü vardır onlara göre! Ve siz bu formülü öğrenmek için kanallarına abone olmayı unutmamalısınızdır!
Siz de fark ediyor musunuz bilmiyorum ama insanlarda bir formül bağımlılığı baş göstermiş durumda. En sıradan meselelerde bile insanlar hemen google'a girip "formül" bulmaya çalışıyorlar. Aradığı her formül de insanı müktesebatı belirsiz bir sosyal medya fenomenine (akıl hocası da diyebiliriz) yakınlaştırıyor maalesef.
Zygmunt Bauman, Akışkan Modernite kitabında, "akıl vermesi ve yol göstermesi için örnekler aramak bağımlılıktır!" demişti. Ardından, "ne kadar çok yaparsanız ona o kadar çok ihtiyaç duyar ve peşinde olduğunuz 'uyuşturucu'dan her mahrum kalışınızda kendinizi daha mutsuz hissedersiniz" diye de eklemişti.
Aklıma Kafka'nın distopik romanı "Dava" geldi... Kendini sıradan işine ve basit hayat standartlarına adamış, silik ve sıkıcı roman kahramanı Joseph K. bir gün işlemediği bir suçtan dolayı tutuklanıyordu. Mevcut durumdan kurtulmak için türlü çareler arıyordu. Bu arada sohbet ettiği rahip ona mealen, "çok fazla dış yardım arıyorsun" gibi bir şey söylüyordu. Bu söz çok önemli bence
İçinde bulunduğumuz yılların yaygın hastalıklarından biri de Kafka'nın ön gördüğü gibi "çok fazla dış yardım aramak" olabilir mi dersiniz Dış yardım aramak ve bu arayışa bağımlı olmak!
Her bağımlılık benliği zayıflatıyor. Yardımı dışarda aradıkça kendi benliğinizi ihmal ediyorsunuz. Kendi üzerinizde başkalarını egemen hale getiriyorsunuz. Sonrasında bir yere başvurmadan hiçbir şey yapamaz hale geliyorsunuz! Şayet 112'lik john'da günümüz insanları gibi uzun yaşamın formülünü aramak gibi gayritabii bir arayışa girseydi, belki de Berlin Duvarı yıkılmadan çok önce ölmüş olabilirdi.
Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay'ın babası meşhur gazeteci Ertuğrul Akbay'ın bir kitabı vardı. Adı: Yaş 75 Yolun Yarısı- Gençlik ve Sağlıklı Yaşam Sırları'ydı. Kitabın kapağında Akbay, bir spor aletinden baş aşağı asılarak ve elinde de bir halter tutarak poz veriyordu. Dünyanın en ilginç coğrafyalarından çeşit çeşit beslenme ve diyet yöntemleri anlatılıyordu kitapta. Akbay kitabı yazdıktan altı yıl sonra 81 yaşında vefat etti.
Yolun tamamının ne kadar olduğu bilinemeyeceğinden dolayı, "yarısı"nın tam olarak nereye tekabül ettiğinin tespit edilemeyeceğine dair görüş, bir kez daha teyit edilmiş oldu.
Ceplerinde her meselenin formülünü taşıdıklarını iddia edenler yanılıyor olabilirler... Bazı konularla ilgili kesin sonuca ulaşılabilecek hiçbir formül yoktur belki de Bazı şeyler bizim denetimimizin dışında ki süreçlere göre de şekilleniyor olabilir. Gücümüzün yetmediği, inisiyatifimizin olmadığı alanlar olduğu gerçeğini hatırlamakta fayda var.
Kapitalizmin hayatla ilgili her şeyi formülize eden, her şeyi minik, konsantre ve baştan çıkarıcı haplar haline getiren ve kişiyi "hayatının efendisi" kılmaya dönük pazar anlayışı, hayatın kendine özgü doğasına pek uygun değil kanımca.