"Tanrı Amerika'yı Korusun"

Küçük bir kız, evlerine yemek getiren bir kuryeyi azarlıyor., Annesi kızının tepkilerinden o kadar hoşnut ki kızı kızdıkça o daha da fazla gülüyor. Kız kuryenin post cihazının fişini çekip saçıyor. Kurye tepki göstermeden açılan fişleri toplamaya çalışıyor. Anne gülmeye devam ediyor. Video kaydetmeye de

Muhtemelen videoyu çeken de bu züppe anne. Kızı kuryeyi azarlayarak, küçük düşürerek takdir edilesi bir şey yapmış gibi, videoyu sosyal medyada paylaşıyor. Kızını paylamak, onu insanlarla nasıl konuşması gerektiği konusunda tedip etmesi gereken anne, kızının terbiyesizliğini insanlıkla paylaşmayı tercih ediyor, övünerek.

Terbiyesizliğin iftihar vesilesi kabul edildiği bir zamanda yaşıyoruz.

Ankara'da silah meraklısı biri sosyal medyada açtığı canlı yayında silahıyla oynuyor. Silahıyla oynarken racon kesiyor, ayar veriyor, kim oldukları belli olmayan takipçilerine adeta rehberlik ediyor. Raconlar ortamı coşturdukça takipçiler destek yorumları atıyor

Az sonra kafasına dayadığı silahın tetiğine basan Youtuber'ın silahı sandığı gibi boş çıkmıyor. Ve silah patlıyor! Namluyla kafası arasında boşluk olmadığından, mermi kafasına giriyor. Kan oluk oluk akarak etrafa saçılırken, ekranda bir adet cesedin bulunduğu canlı yayın devam ediyor ve takipçiler bu ölüm gösterisi ile ilgili yorumlarını yazıyorlar.

Popüler kültürün, yaygın sosyal medya bağımlılığının, dijital dünyada yaşamanın bir sonucu olarak bireysel kontrol mekanizmaları inanılmaz zayıfladı. Artık daha denetimsiz, daha saldırgan, ötekini etkilemeye dönük daha güçlü arzuları olan bir profile sahibiz toplum olarak.

Takipçilerini otuz saniyelik kısa videoda daha fazla şaşırtmak için yüksek bir binanın tepesine çıkıp, videoyu çekerken düşüp ölen fenomen haberi şaşırtmıyor artık izleyicileri. Tıpkı Ankara'lı silah severin kendini öldürdüğü videosu gibi.

Sadece duygu ve hisleri şoka uğratacak kriz anlarının kaydedildiği videolarla dikkati çekilebilen, sadece büyük krizlere sarfı nazar eden bir toplum kalp masajıyla hayata döndürülmeye çalışılan bir insan gibi görünüyor gözüme. Ölüm ile yaşam arasındaki sınırda, göğsündeki şok edici aletlerle var olan, yarı ölü, yarı diri bir insan

"Tanrı Amerika'yı Korusun" bana ait bir dua değil elbette. Bu, tam da üzerinde düşündüğümüz şu konular etrafında dönüp duran ve kendince çözümler bulmaya çalışan bir Amerikan filmi.

2011 yılında yapılmış.

Bana kalırsa "Küçük Amerika" olarak bizler, büyük ve gerçek Amerika'yı kültürel anlamda çoğunlukla 10-20 yıl geriden takip ediyoruz.

Filmde, yan komşunun her akşam çıkardığı gürültüden dolayı bir türlü uyuyamayan Frank, içinde yaşadığı çevrenin insanlarını "başkalarının hayatına verdikleri rahatsızlığı umursamayan; terbiyesiz, utanmaz ve düşüncesizler" diye niteler.

Frank'in içinde yaşadığı toplumda çocuklar aileleri yöneten şımarık birer diktatöre dönüşmüştür. Babalar görevlerini "küçük diktatörleri mutlu etmek" olarak tanımlarlar. Frank'in kızı annesine: "Babamı istemiyorum, İphone istiyorum" diye bağırır.

Toplumda herkes magazin ve yarışma programları hakkında konuşmaktadır. Milyonlarca insan yarışma finallerinde oy kullanmaktadır. Sıradan bir yeteneğe bile sahip olmayan insanlar, ekranlara çıkarılarak, haysiyetleri ile milyonların önünde oynanmaktadır. Haber ve tartışma programları her gün başka bir grubu hedef haline getirerek nefret pompalamaktadır. İnsanların sinir krizleri geçirerek birbirine girdiği, hakaret ve aşağılamalarla dolu televizyon programları reyting rekorları kırmaktadır. Frank, "zayıfların daha fazla reyting için parçalandığı bir programı seyretmek istemiyorum. Bu çok zalimce" der.

Toplum popüler kültür illüzyonu etkisinde bir uçuruma doğru sürüklenmektedir. Bunun farkında olan Frank acı çekmektedir. Bir gün arkadaşına şunu söyler: "Kimse herhangi bir şey ile ilgili konuşmuyor. Sadece televizyonda gördükleri, radyoda dinledikleri, internette seyrettikleri şeyleri konuşuyorlar. En son ne zaman ekrana ya da monitöre bakmayan, seni dinleyen biri ile sohbet ettin Ya da ünlülerin dedikoduları, spor ya da popüler politika olmayan bir sohbet gerçekleştirdin Sorvivorda fare ya da kurt yemenin şok edici olduğu zamanları hatırlıyor musun Şimdi böyle şeyler antika gibi görünüyor!"