Hastaneler ve Mahremiyet
Hastaneler ve Mahremiyet
Ali Osman Aydın
Ülke gündemini genel olarak aktüel siyaset işgal ediyor. Doğrudan siyasetle ilişkili olmayan konular da maalesef kaybolup gidiyor.
Bu tür önemli gördüğüm konulardan biri birkaç hafta önce Konya'da yaşanmıştı. Devlet hastanesinde çalışan bazı erkek doktorların kadın hastalarıyla ilgili müstehcen yazışmaları kamuoyuna yansımıştı.
Bence bu, sadece münferit bir ahlaksızlık vakası değil; sistemin köklerine kadar inmiş çok boyutlu bir ahlaki çürümüşlüğün dışavurumu. Bu mesele yalnızca bireysel terbiyesizlikle açıklanamaz. Daha derin, daha yaygın ve sistemli bir sorunla karşı karşıyayız: Mahremiyete duyarsızlık!
Hastanelerde refakatçi olarak uzun zamanlar geçirmiş biri olarak çok rahatsız edici, insan onurunu zedeleyen, utanç verici birçok duruma istemeden tanık oldum maalesef. Eminim siz de rahatsız olacağınız şeylerle karşılaşmışsınızdır.
Hastanelerimizin kapısından içeri adım attığınız anda kişisel mahremiyetten bahsetmenin kabul edilemez olduğu bir sisteme girmiş oluyorsunuz. Muayenehaneler, ultrason bölümleri, ameliyathaneler, yoğun bakım üniteleri
Bu bölümlerin hemen hemen hepsinde, bazı istisna yerler hariç kadın erkek mahremiyeti doğal bir şeymiş gibi ihlal ediliyor.
Erzurum gibi dindar kimliği belirgin bir yerde; ihramlı, ağızları bürüklü, 80 yaşında nenelerin, utanarak, erkek ultrason görevlilerine ultrason çektirdiklerini gördüm. Tercih hakları olsa eminim bu hakkı kadın çalışandan yana kullanırlardı.
Yoğun bakım ünitelerinde kadın ve erkeklerin çıplak bir şekilde yatırıldığını, insanların birbirlerini o şekilde gördüklerini bilmeyen yoktur zaten. Kadın doktor ve hemşirelerin, genç-yaşlı erkek hastalara -özel bölgeler de dahil- bakım hizmeti vermesi hastanelerimizin olağan hale gelmiş uygulamalarından.
Kadınlar için en özel anlardan biri olan doğumlara bile, doktorları kadın dahi olsa, erkek doktorların hatta erkek sağlık görevlilerinin doğumhaneye girmesi gibi durumlar hastanelerimizdeki rutin uygulamalardan
Bir kadının böylesi özel bir durumda ne kadar büyük bir utanç duyacağını kestirmek hiç de zor değil. Bazı kadınlar için bu durum, savaş ortamlarında yaşanan travmatik çıplaklıkla kıyaslanabilecek kadar ağır bir mahremiyet ihlalidir.
Bu konular her açıldığında, bazıları "Siz sapık olduğunuz için böyle düşünüyorsunuz. Tıp eğitimi almış biri aklından asla cinsellik geçirmez" diye özetlenebilecek cümleler kuruyordu. Bu cümlelerle mahremiyete yapılan saygısızlığa meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlardı.
İnsan doğasını anlamamakta ısrar edenler ve kendi "mahremiyet" anlayışlarını topluma dayatmaya çalışanlar için Konya'daki doktor yazışmaları aydınlatıcı oldu mu bilmiyorum.
Sormak lazım: Hani doktorlar "asla" cinsellik düşünmezlerdi
Soru çok saçma, çok seviyesiz, çok çocukça biliyorum. Ama karşımızdaki insanlar saçma "neden-sonuç ilişkileri" ile akıl yürüttükleri için bu saçma soruları sormak zorunda kalıyoruz.
Bu insanlara göre bir kişi sırf tıp eğitimi aldığı için, en tabii cinsi dürtülerini mutlak bir şekilde kontrol edebiliyor. O kadar profesyonel ki işine duygularını "asla" karıştırmıyor. Nasıl yapıyor bunu Elbette aldığı çağdaş eğitimle! (!)
Bu iddiaları insan doğasına dair mutlak gerçeklermiş gibi yıllarca yüzümüze haykırıp durdular. Fakat Konya'da ifşa olan yazışmalarla iddiaları boşa çıktı.
Konya olayına bakmaya bile gerek yoktu aslında. Sosyal medyaya girip kadınların doktor şikayetlerine biraz bakmanız yeterli. Yığınla şikâyet var bu konuda. Kadınlar başlarından geçen ve bazılarında travmaya dönüşen doktor davranışlarını birbirlerine anlatarak çözüm arıyorlar. Yalnızlar. Çözümsüzler. Taleplerini dile getirdiklerinde nasıl yaftalanacaklarını biliyorlar.
Yanlış anlaşılmasın. Biz, "bütün doktorlar Konya örneğindeki gibidir" demiyoruz. Bu iftira olur. Biz kimsenin niyetiyle ya da dünya görüşüyle ilgilenmiyoruz. Biz, "talep edenler için mahremiyeti güvence altına alan koşullar oluşturulsun" istiyoruz. İnsanlara tek tip hizmet dayatılmasın istiyoruz.
Bir yorum tipi vardı ki ilginçti. Özetle şu söyleniyordu: "Yobazlara hak vereceğim aklıma gelmezdi. Meğer karısına kadın doktorun bakmasını isteyen dayılar haklıymış. Bundan sonra kesinlikle erkek doktor tercih etmeyeceğim."