CHP'de İBB çatlağı
ALİ OSMAN AYDIN
Türkiye siyasal anlamda olağanüstü bir süreçten geçiyor
Yeni bir siyasal düzen kuruluyor Sistem kendini yeni koşullara hazırlamak için kırıkları onarıyor, çürümüş şeyleri söküp atıyor Zaman zaman böyle tadilatlar her yerde yapılır
Yeni sistem kimlerin lehine, kimlerin aleyhine olacak göreceğiz. Tek temennimiz ülkemizin ve insanımızın lehine olmasıdır.
Birkaç gün önce İstanbul Üniversitesi'nin Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali kararıyla çalkalanmıştı gündem. Daha sular durulmadan, yani hemen ertesi sabah, ülke güne İmamoğlu ve 100'den fazla kişinin gözaltına alındığı haberleriyle uyandı.
Kemal Kılıçdaroğlu 7 Şubat 2025 tarihinde KRT televizyonunda konuşmuş; "şaibe" iddialarını gündeme taşımış, yeni yönetimin Cumhurbaşkanının "şaibe" iddialarına sessiz kalmasına dikkat çekmiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü: "Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükut ikrardan gelir. O zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir."
Bu sözler CHP içindeki sert savaşın yasal boyuta taşınacağının habercisi idi. Kılıçdaroğlu, müteahhit başkanın satın aldığı CHP'yi, bir şekilde geri almak istiyordu.
Bu ifadeler sonraki günlerde ciddi tartışmalara neden olmuştu. Eski CHP Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Kılıçdaroğlu'nun işaretiyle 15 Şubat'ta, 2023'deki CHP Kurultayıyla ilgili Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuruda bulundu.
Müteahhit İmamoğlu kısacık siyasi yürüyüşünde bir sürü düşman üretmişti kendine. Dolayısıyla dosyasını kapan savcılığın kapısında sıraya girdi itiraf için.
"İhaleye fesat karıştırmak, haksız mal edinmek" gibi suçlardan tutuklanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da dosya verenlerden biri. Gelişmelere bakılırsa itirafçı olmuş. 40 sayfa itiraf yazmış ilişkiler ağıyla ilgili. Yaşanan operasyonda, Akpolat gibi CHP içinden itirafçı yöneticilerin payının büyük olduğu anlaşılıyor.
Yani bir CHP'linin en büyük düşmanı bir AK Partili değil, yine bir CHP'lidir. CHP'li CHP'linin kurdudur.
Özgür Özel, "CHP'den artık kimse salonlarda siyaset beklemesin Bundan sonra sokaklarda olacağız" dedi Saraçhane'den.
Peki bu cılız ama tehlikeli çağrı karşılık bulur mu
Özel'in yaptığı sokak çağrısı, kendini kurtarmak için kitleyi paravanlaştırmaktan başka bir anlam ifade etmez. Gidici olduğunu Özel de biliyor.
Ayrıca Özgür Özel'in kitle üzerinde önemli bir etkisi de yok. Bırakın kitleyi, CHP üzerinde bile etkisi yok. Etkisi olsa 26 belediyesi, İstanbul il teşkilatı ve milyonlarca seçmeni varken Saraçhane'ye bir avuç insandan daha fazlasını toplayabilirdi herhalde.
Peki nerede bu insanlar, neden sahip çıkmadılar sürece Çünkü mevcut CHP yönetimine güvenmiyorlar. Bu yüzden ihale kala kala birkaç sol örgüt ve bir miktar öğrenciye kaldı.
Ayrıca CHP seçmeni öyle çağrıyla harekete geçecek bir seçmen de değil. Onlar kolay kolay konfor alanlarının dışına çıkmazlar. Üstelik civardaki metro istasyonlarının yürüyen merdivenlerinin çoğu arızalıyken Konser olsaydı, bir ihtimal zahmete katlanabilirlerdiAma bu şartlarda asla
Saraçhane'de toplananların önemli bir kısmı 5-6 kilometre uzakta Taksim'de mevzilenmiş sol örgütlerdi. Eylem Beylikdüzü'nde olsa muhtemelen onlar da olmayacaktı.
Geriye üniversite öğrencileri kalıyor