Bu İş Böyle Gitmez!

Son birkaç yazıda size Kültür Yolu Festivallerinde harcanan paralardan, ekonomik nedenlerden dolayı ülkemizin doğusunda kültürel olarak büyük mahrumiyetler yaşadığından bahsetmiştim. Bunların üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin konser skandalı patladı.

Belediye başkanının açıklamasını takip ettim Sizin de takip ettiğinizi zannediyorum. Nasıl buldunuz İkna oldunuz mu "Söylenenlerin aslı astarı yokmuş" diyerek, vatandaş olarak rahatlamış bir şekilde arkanıza yaslanabildiniz mi

Hiç sanmıyorum. Basit bir hesap bilgisi, ülke ekonomisiyle ilgili azıcık malumat sahibi olan biri, konuşulan uçuk rakamları duyunca bırakın arkasına yaslanmayı uykularından olmuştur muhtemelen.

Organizasyon işlerinin hiç de yabancısı olmayan biri olarak böyle fantastik fiyatları hayatımda duymadım. Başkan konuşurken, "bütün bunlar gerçek olamaz" diye geçirdim aklımdan.

Ankara'da 17 Mayıs'ta Gülşen, 18 Mayıs'ta Murat Boz, 19 Mayıs'ta da Mor ve Ötesi konseri yapılmış. Başkan, "17, 18, 19 Mayıs'ta 3 konser, teknik kurulum 48 milyon lira, sanatçılara ve ekiplerine ödenen paralar 30 milyon lira. Toplam 78 milyon 500 bin lira" dedi basın toplantısında.

48 milyon 3 günlük konserin tekniği için çok, ama çok yüksek bir fiyat! Üstelik konserlerin üçü de aynı yerde yapılmış. Belediyenin internet sitesinde konserlerin Atatürk Orman Çiftliği Doğal Yaşam Parkı'nda yapılacağı ilan edilmiş. Aynı sahneyi ve aynı teknik malzemeyi kullanacak konserlere bu kadar yüksek bir fiyatı ödemek, akıl alır gibi değil.

Başkan güya meseleyi hafifletmek için "üçe böldüğünüz zaman konser başı ne düştüğünü göreceksiniz" diyor. Sayın başkan, üçe bölündüğünde konser başı 25 milyondan fazla bir fiyat çıktığını bilmiyor olamaz. Şayet biliyor ve bunu makul karşılıyorsa ya piyasadaki gerçek fiyatlardan haberi yok ya da halkın zekâsını hafife alıyor.

Basın toplantısında paylaştığı bilgilere göre "30 Ağustos'ta Tan Taşçı konserine kurulumla beraber 41 milyon 950 bin lira ödenmiş."

Tan Taşçı'nın fiyatı, taş çatlasın 2 milyon TL olsun. Sahne tekniği de bir o kadar tutsun 41 milyon nedir Allah aşkına!

30 milyona o teknik ekipmanın ciddi bir kısmını satın alırsınız ve dilediğiniz kadar da kullanırsınız. 3 günlük sahne kurulumuna 48 milyon TL ödemek ne demek

Bu bir ödeme değil, bir soygun gibi görünüyor! Konserlerle soyuluyor memleket! "Vatandaş seni soyuyorum" demiyorlar da, "Konser var, gel dinle" diyorlar. Sanki vatandaş belediyenin kapısında yatıyor "lütfen bir konser yapın" diye

Elbette ortadaki rezaleti hafifletmez ama maalesef bu sadece Ankara'ya özgü bir durum değil. Yerel yönetimlerdeki boş vermişliğin, keyfiliğin bu türden yansımalarını iktidarda da, muhalefette de sıklıkla görüyoruz.

Kamu hazinesi, ön plana çıkmak için fırsat kollayan yerel muhterislerce har vurulup harman savruluyor. Kamu kaynaklarını daha fazla gündeme gelmek, şahsi tanıtımlarını yapmak için acımasızca, düşüncesizce kullanabiliyor siyasiler. Bu durum genel idarenin de umurunda değil gibi görünüyor. Yine de şükür ki, şimdilik hiçbir yerel yöneticinin aklına bir Rihanna ya da Beyonce konseri yapmak falan gelmedi. Teknik olarak buna mani olacak bir merci olduğunu sanmıyorum Ebru Gündeş konseri verip 50 bin kişiye siyasi nutuk çekmektense, Beyonce konseri verip 500 bin kişiye siyasi nutuk çekmek daha kurnazca olur ve bizimkilere de çok yakışır. Nasıl olsa yerel yönetimler için sınır diye bir kavram henüz yok.