Alkol tüketimi artıyor, endişe büyüyor

Alkol tüketimi artıyor, endişe büyüyor
ALİ OSMAN AYDIN

Ertuğrul Özkök, IPSOS'un yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını paylaştı geçen günkü yazısında.

Bu araştırmaya göre: Türkiye'de viski tüketimi son dört yılda 17 milyon litre artmış.

Rakı tüketimi yüzde 31, viski yüzde 155 artmış.

Bira tüketimi de yılda 900 milyon litreden 1,2 milyar litreye çıkmış.

Türkiye'de devletin topladığı verginin yüzde 1,44'ü alkollü içkilerden alınan vergiden geliyormuş.

2024 yılında alkollü içkiden alınan ÖTV 104,9 milyar TL imiş; 2025'te bu rakamın 170 milyar TL olması bekleniyormuş.

Özkök buraya kadar hem verileri aktarıyor hem de "iki kişiden biri içiyor" diyerek örtük ama hoşnut bir tablo çiziyor. Çünkü az aşağıda belirttiği gibi alkolü Batılılaşmanın simgesi olarak gören o ilkel bakıştan kurtulamıyor.

Sonra da diyor ki:

"Türk halkına 'Ülkenizin hangi ülkelere benzemesini istersiniz' diye sorulduğunda yüzde 70'i 'Batı ülkeleri' cevabını veriyor.

'Müslüman bir ülkeye benzemesini istiyorum' diyenlerin oranı sadece yüzde 6."

Özkök öyle değilmiş izlenimi vermeye çalışsa da bu ifadeleriyle "alkol" meselesini ideolojik bir gösterge olarak okuduğunu ortaya koyuyor. O alkol tüketiminin artışıyla, Batıya benzeme arzusunun artışı arasında benzerlikler buluyor.

Şaşırmıyoruz tabii.

Sonra da her zamanki şamarlama sonrası sırt sıvazlama taktiğiyle "samimi görüşüm şudur" diyerek aslında alkol karşıtı olduğunu göstermeye çalışıyor:

"Devlet alkol tüketimini asla teşvik etmemeli, hatta onunla mücadele etmelidir.

Ama alkol tüketimini zorlama ile hayat tarzına baskı ve yasaklarla önleyemezsiniz, önlemeye de kalkmamalısınız."

Demek ki neymiş, yukarıdan aşağıya aslında siyasi bir okuma yapıyormuş Özkök; "objektif" pozları takınsa da.

Halbuki alkol, ideolojik bir sembol olmaktan çoktan çıkarılmalıydı.

*

Alkol meselesini ideolojik göstergelerle değil, toplumsal sonuçlarıyla tartışmak gerekir.

Sadece alkollü araç sürücülerinin aldığı canları göz önünde bulunduran biri bile alkol tüketim miktarının artmasını endişeyle karşılamalı.

Ki bunun yanında kadın cinayetlerinin ciddi bir kısmında, işlenen suçların hafife alınmayacak bir bölümünde alkol etkisinin olduğu apaçık.

Bakın, mesela bunlar ideolojik değil; tamamen nesnel olgular.

Türkiye'de alkol tüketim yaşı düşüp, miktarı armışsa —ki öyle olmuş— bundan aklı başında ve bu ülkeyi düşünen herkes endişe duymalı değil mi Alkolün zararları ortadayken nasıl böyle bir göstergeyi "hayat tarzı" parantezine alarak dokunulmaz kılabiliriz.