Yalnız kalmaya mahkum olanlar

Mekanı cennet olsun Şeyh Edebali'nin güzel sözlerinden biridir; "Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki toprağın tavda olduğunu bilebilsin." Günümüzde hangi işi yaparsan yap, adının önünde profesyonel yazan her iş kolunda destur alınarak başlamanın esasında bu yatmaktadır. Dedik ya, ne iş yaparsan yap, bilgi birikimine bağlı tecrüben, iş becerin ve iş ahlakın bir araya geldiğinde başarısız olma şansın yoktur. Şayet; gücünü başkalarından alıp, iş bilgi ve becerindeki ezikliği başkalarının gücü ile gidermeye çalışırsan başarılı olma şansın olmadığı gibi konunla ilgili bilgeliğinin de olma şansı bulunmaz. Adaletin, ahlakın ve becerinin sac ayağı olduğu uğraş dallarında bu saydıklarımızı esas aldığımızda bizim yörüngemiz dışında kalanların ne hükmü kalır, ne de etkisi. Bu girişten sonra yukarıda belirttiğimiz esastan yola çıkarsak bunca güzel sözü hiçbir yerinde bulundurmayan futbol uğraşının ne denli yozlaştığını, rezil bir hal aldığını ve sadece birilerinin pahalı oyuncağı olduğunu görmemiz mümkün. Sezonun 7. haftasında büyük lig dediğimiz adı her ne kadar Süper olsa da boyayla kamufle edilen bir uğraşta karmaşa, kavga, bel altı açıklamalar, çocukça sataşmalar ve kaosun tavan yaptığı zaman dilimindeyiz. Marka değeri diye bir yalanın arkasına takılmış giderken daha 7 haftada 7 teknik adamın görevini bıraktığı yetmedi, 2024 Avrupa Şampiyonası'na gitme avantajı devam eden A Milli Takım'da teknik adam değişikliğinin bile ısmarlama şekilde yapılması futbolun dibe vurduğunun asıl görüntüsüdür.Eşofmanlıların devre dışı bırakılıp, takım elbiselilerin hüküm giydiği futbolun patronu olarak görünse de yetkisi olmasına rağmen etkisi olmayan Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) ekseninde bir senaryo yazılmış, oynanıp duruyor.Bu oynanan oyunun futbol olduğunu savunan varsa beri gelsin.Bütün enerjisini kibarlık üzerine inşa etmiş TFF, güçlünün yanında olup akçeli işlerin merkezinde olma gayreti içinde olan Merkez Hakem Kurulu (MHK) ve ne şiş yansın ne de kebap anlayışındaki diğer kurullar, futbolu futbol olmaktan çoktan çıkarttı.Piramidin tepesinde bunca kargaşa, bunca kaos ve entrikalar dönerken maçları yönetenlerin hatırı olur mu Başta İngiltere olmak üzere gerçek anlamda önemli lig olan Avrupa'nın birçok ülkesinde VAR feryatları dünyayı sardı. Yok dijital ortammış, yok algoritma yok efendim temel kriterlermiş...Allah rızası için geçin, kimi kandırıyorsunuz.Sonuçta düdüğü çalan insan, kartları-kararları yalan yanlış veren insan. Yok VAR'dan dönermiş, yok efendim VAR onaylarmış...Geçin bu hikayeleri. Konunun özü insanın içgüdüsel hareketi ve maçtan önceki kararlılığıdır. Her futbolcu gibi hakemler de maç öncesi yöneteceği karşılaşmayı oynuyor. Kime eyyamcılık yapacaklarını, kime yaranıp kadro dışı kalmayacaklarını çok iyi biliyor. Ve biliyorlar ki birileri konuşsa da ancak bir-iki gün gündemde kalıyor ve devam ediyorlar. "Artık herkes aklını başına alsın" diyemiyorum. Diyemiyorum,