Zorlu derbide tribünlerde her iki takım taraftarının oluşturduğu temaşaya, sahada karşılık vermek için zaman zaman mücadele gücü yüksek bir futbol olsa da fantastik bir oyun anlayışı söz konusuydu. Galatasaray'ın alışılagelmiş ön alan baskısı ile başladığı maçta pas bağlantılarını sağlıklı yapıp, yüksek özveri ile bu oyununu ısrarla sürdüren Trabzonspor, sarı-kırmızılıların Sane, Yunus, Barış ve Osimhen'in Sara destekli hücum organizasyonlarını disiplinden kopmadan kompakt oyunla karşıladı. Savunmada adam markajından çok alan markajı ile hata yapmayan Trabzonspor, Folcarelli ile Galatasaray'ın pas bağlantılarını başarıyla keserken, Oulai ile geçiş oyunlarını çok adamla yaparak sonuç üretmeye çalıştı. Oulai demişken gençliği ve heyecanına rağmen Galatasaray'ın baskılı oyununun kırılmasının en önemli mihenk taşıydı. Sonuçtan bağımsız bir değerlendirme yapmak gerekirse; savunmada ve ikinci bölgede sağlıklı pas bağlantısını özgüveni ile başarılı yapan ve oyunun büyük bölümünde rakibinin direncini kıran Trabzonspor, kenar hücum oyuncularının yetersizliğinden Onuachu ve Augusto'yu verimli kullanamamanın sıkıntısını yaşadı. Trabzonspor en önemli ismi Saviç'in sakatlanarak oyundan çıkmasından sonra ve uzatmaları 10 kişi tamamlamasına rağmen mücadele gücünün yanı sıra disiplini elden bırakmayan oyun anlayışıyla önemli bir disiplinörneği göstererek gelecek adına ümit verdi. Her şeye rağmen Trabzonspor bu derbiden oyunun hakkını vererek çıktı.