Kulüpler nasıl duracak

Trabzonspor'un 2005-2007 yılları arasında mali işlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi olan bugünlerin bankacılık ve spor alanında büyük başarılara imza atmış ismi Abdi Serdar Üstünsalih'ti.Vakıfbank'ı bir bankadan daha fazlasıyla gündeme taşıyan özellikle kadın voleybolunda yurt içi ve yurt dışında yakaladığı büyük başarılarla zirveye yerleştiren Üstünsalih, bordo-mavili yönetimde o dönem tarihi bir söze imza atmıştı ama söylediğiyle kaldı.Bir divan kurulu toplantısında kürsüye çıkıp, Trabzonspor'un transfer harcamaları ve ekonomisi ile ilgili bilgilendirme yaptıktan sonra salona dönüp, "Biri bizi durdursun" sözü ile kulübün durumunu gözler önüne sermeye çalıştı fakat ne fayda.Bugün gelinen noktada büyük olarak nitelendirilen kulüpleri biri veya birileri durdurmalı ama kimÖzerklik kisvesi altında rayından çıkmış futbolu bırakın biri veya birilerinin durdurmasını her geçen gün arkadan itekleyenlerin sayısı artıyor.Sayın Üstünsalih'in, "Biri bizi durdursun" ifadesi üzerinden fazla değil 6 yıl geçmiş olmasına rağmen, Trabzonspor'un toplam borcu 4 milyar 66 milyon TL. Kulübün varlıkları göz önüne alındığında bu borç 2 milyar 86 milyon TL.Demek ki neymiş; sadece şampiyon olmak, kupalar kazanmak yetmiyor. Bunlardan daha önemlisi kulübün geleceğinin yaşanabilir olması için borcun da dönüşebilir seviyelerde olması gerekiyor.Bu ekonomik yapı tartışılırken, borcun ehemmiyeti ortaya koyulurken yeni bir savunma içgüdüsüyle yeni bir model oluşturulmaya başlandı.Neymiş efendim; sponsor bulup teknik adam tazminatını ödemek.Sponsor senin hatanı gidermek için sponsor olmuyor, reklamını yaptırıp, kulübe katkı sağlayarak geleceğini yapılandırma adına kaynak oluyor.Bunu Trabzonspor'da Nenad Bjelica ile gördük.Hırvat teknik adam alındı, alındı ama emaneten alınmış gibi durduğundan