Trabzonspor geçen sezondan kalan alışkanlıklarından bir türlü arınamadı. Öz güvende yaşanan sıkıntı, bireysel kaliteyi düşürdüğü gibi oyun kalitesine de olumsuz yansıyor. Her ne kadar ligin başı olsa da bu takımın çok tekrara ihtiyacı var. Saviç-Batagov uyumu dışında oyunun bloklarını oluşturan futbolcuların zaman zaman bireysel yetenekleriyle bir şeyler yapmaya çalışması, takım oyunu kurgusunu tamamlayamazken, özellikle geçişlerin sağlıklı yapıldığı bölümlerde bile önde çoğalamamanın ve çabuk oynamaya çalışırken bunu telaşa çevirmek Trabzonspor'un en önemli handikabıydı. Kasımpaşa tüm umutlarını savunma arkasına atılan toplarda Fall ve Ali Yavuz'un getirdiği toplara bağlarken, Trabzonspor, Okay'ın savunma önü mücadelesi, Folcarelli'nin adam eksilterek geçişleri sağlaması iki forvetle oynamalarına rağmen bir avantaj sağlamadı. Niyetinden şüphe duymadığımız Visca'nın enerji dezavantajı, Onuachu'nun aksaması, Augusto'nun oyunun içinde bulunmaması tüm hücum organizasyonlarını Olaigbe'nin üzerine yıktı ve özellikle ilk yarıda pozisyon anlamında bize kısır bir 45 dakika izlettirdi. İkinci yarıda Danylo ile Zubkov'un oyuna girmesi oyunu olmasa da skoru değiştirdi ve Trabzonspor öne geçti. Trabzonspor'un oyun anlayışında bir sorun yok fakat bu anlayışın desteklenmesi ve savunmada sıkıntı olmasa da oyunun bütününe yansıması gerekiyor. Henüz ligin başı olduğundan tekrarlarla bu sorunun da giderilebileceğine inananlardanım. O nedenle önce oyuncu, sonra da oyun bütünlüğü gerekiyor. Sizin anlayacağınız önce takım olmak zorunluluğu var. Maçın hakemi Cihan Aydın'a gelince; Hem hakemlik, hem de kabadayılık yapamazsın. İlk yarıda Kasımpaşa adına es geçtiği sarı kartlara ikinci yarıda baş vurdu ama bu hareketleri sadece rakibi cesaretlendirdi, oynamak isteyeninde oyununu engelledi.