Dünya Kupası'nı hak ediyoruz

Bizim çocuklar Dünya Kupası'nı hak ediyor fakat saha zemininin durumuna göre uygun ayakkabı seçilememesi bir sorumsuzluktur. Türk Milli Takımı oyun formasyonunda değişikliğe gitmeden maça başladığı gibi bitirdi fakat Bulgarların ilk yarı farklı, ikinci yarı farklı oyun mantalitesi ve düzeni bizim çocuklara tarihi bir başarı kazandırdı. Bu başarının yanı sıra Ay Yıldızlı Millilerimizin sürekli tekrar yaptığı bir maç izledik. Topu Ay-yıldızlı Millilerimize bırakıp, savunmada kalabalık kalıp temaslı oyunla kazandıkları topla geçişleri hızlı yaparak sonuç arayan Bulgarlar karşısında savunma güvenliğini Abdülkerim ve Merih ile sağlamaya çalışırken ikinci ve üçüncü bölge oyuncularıyla rakip kale alanı önünde oynama isteği kazanmaya ne kadar ihtiyaç duyduğumuzun da göstergesiydi. Nitekim bu oyun, Orkun'un direkten dışarı çıkan topundan sonra Arda'nın golü ile sonucunu verdi. İki dakika sonrasında oyunu ve skoru tutmak adına takım savunmasını doğru yapmamız gerekirken yediğimiz golde adam ve alan paylaşımında yaptığımız hatanın faturası ağır oldu. Kenarları çok adamla savunup Türk Milli Takımı'nı göbekten oynamaya zorlayan Bulgarlar bunda kısmen başarılı oldu. Cepheden başlattığımız ataklarda ise ceza alanı içinde gezgin oynayan Kerem Aktürkoğlu, savunmada boşluklar açarken oyunu iki yönlü oynayan Hakan Çalhanoğlu'nun pas bağlantıları ile Arda Güler ve Orkun Kökçü kale alanına girerek gol üretmeye çalıştı. İkinci yarı farklı savunma anlayışı ile sahada yer alan Bulgaristan, biraz cesaretlenip oyunu önde oynamaya kalkınca Millilerimizin işini kolaylaştırdı ve kalesinde art arda goller gördü. İkinci yarıya oyun formasyonunu değil ama ayakkabılarını değiştirerek başlayan Türk Milli Takımı Bulgaristan'dan farklı bir galibiyet ve moralle döndü.