31 Mart seçim sonuçları, o mu, bu mu; doğru yorumlayalım!

CHP ve teşkilatı bile, gerçeği bildiği için, fazla bağırmıyorlarken..

Sevinç gösterileri eşliğinde "ezdik geçtik" tezahüratları yapmıyorken..

Yapmaya cesaret edemiyorlarken..

Bizim mahalledeki bazı arkadaşlar, seçim sonuçlarının yüzde 90 oranında sebebi de ayan beyan belli iken..

"Beni aday göstermediniz, benim adamımı aday göstermediniz onun için böyle oldu" ile başlayacaklar da..

Bu kadar açıktan da konuşmuyorlar..

"Adaylar kötü idi" ile başlıyorlar..

"Adaylarda bir kibir, bir kibir" ile devam ediyorlar..

"Liyakate önem verilmedi.." ile de son noktayı vuruyorlar.

Artık aklınıza ne gelirse, hiçbir altyapısı ve arka planı olmayan faraziyelerle 31 Mart seçim sonuçlarını bilgiççe yorumluyorlar..

Sadece İstanbul örneğinden gideceğim..

Aday kötü mü

Asla..

Tam da İstanbul'un ihtiyaç duyduğu kentsel dönüşüm konusunda dört dörtlük bir aday..

Siyasi iktidarı da arkasına alacağı için..

Yok yok..

Hemen "Ahan işte, itiraf ettiniz. Siyasi iktidar, kendi partisinden mahalli yönetim işbaşında ise, ona destek veriyor. Farklı partiden ise, hizmet götürmüyor" demeyin..

Parti içinden olsalar bile, iyi anlaşan iki kişi, birlikte bir kurumun başında ise, çok iyi işler çıkartıyorlar.. Aynı partiden de olsa, yönetimin tepesindeki iki kişi birbirine elektrik veremiyorlarsa, kavgadan hizmet yapmaya vakit bulamıyorlar..

Söylemek istediğimiz şu:

Bakanlık yapmış, verilecek mahalli hizmetlerin Ankara boyutunu da iyi bilen Murat Kurum, İstanbul'a belediye başkanı olduğunda, hizmetler daha hızlı ve daha verimli yürür..

Yoksa belediyelerin, merkezi bütçeden aldığı para, "farklı partiden belediye başkanı seçilene verilmez, engellenir" diyen de yok.. İddia eden de yok.

Sadece bunun dedikodusunu yapan Ekrem İmamoğlu gibi, vaad ettiği hizmeti bile hatırlamayan kibir abideleri var..

Dönelim, seçimdeki başarısızlığın sebeplerine..

Yine İstanbul örneğinden devam edelim:

Murat Kurum'da kibir var mıydı

Çekinmeyin söyleyin.

Gerçekten bir tek kişi, "Arkadaş, Murat Kurum da çok kibirliydi. Bunun için İstanbul kaybedildi" diyebilir mi

"Liyakat"i hiç konuşmayalım isterseniz.

Biri müteahhit.. Yani Ekrem İmamoğlu.. Seçime 20 gün kala, aile inşaat şirketine, kaynağı belirsiz şekilde 1.5 milyar liralık (eski para yeni para kafa karışıklığında gümbürtüye gitmesin. Dolara vurup söyleyelim.. 50 milyon dolarlık bir taşınmaz setinden bahsediyoruz. Ve bu üçlü villa, Ekrem İmamoğlu'nun aile şirketinde, hiçbir mal eksikliği olmaksızın, bir anda oluşan artış. Hani bir villayı bir yıl boyunca ödeme yaparak, diğerini iki yıl ödeme yaparak, diğerini 2.5 yıl ödeme yaparak alır. Anlarım, anlamaya çalışırım. Ama tek partide ödemesi yapılan 50 milyon dolarlık varlıktan bahsediyoruz.) Taşınmazı şaibeli bir şekilde sahiplenen, ama toplu ulaşımda otobüs arızalarını bir türlü düzeltemeyen bir belediye başkanından bahsediyor. İstanbul'un ihtiyacı olan kentsel dönüşüm konusunda Murat Kurum'un verdiği sözdeki 650.000 konut için, "Mümkün değil, yapılamaz.. Yapılmaması gerekir"