Yalancısın Ekrem, sahtekarsın Sülün Osman!
Ali Karahasanoğlu
O kadar rahat yalan söylüyorlar ki..
O kadar rahat, sahtekarlık yapıyorlar ki..
Mahkemenin karşısında bile, yüzleri kızarmadan, yalanları makineli tüfek gibi terarlayabiliyorlar..
Ekrem İmamoğlu, önceki gün duruşmada savunmasını yapıyor:
"Saygıdeğer hakim, değerli üyeler"..
Tutuklanmadan önce, valiye "it" diyen adam bu değil miydi
YSK üyelerine "ahmak" diyen bu değil miydi
Başsavcıya "çocukların bile" diye başlayan cümleleri kuran, bu değil miydi
Şimdi "Saygıdeğer hakim"..
"Pişman olmuş" diyeceksiniz..
Nerde
Oturduğu yalan, kalktığı sahtekarlık..
Niçin tutuklandığını kendince izah ederken, "Cumhurbaşkanlığı'na adaylığı"nı ima ediyor..
Ve "Yalana, talana, ranta karşı durdum" diyor.
Yalancı ne olsun, Ekrem.
15 milyona aldığını resmi kayıtlarda gösterdiğin üç villadan birisini, tek başına villanın satış değerinden fazlasına kiraya veren sen değil misin
Yalan ise, buyur açıkla..
Beylikdüzü'nde 24 tane villayı, imarda belirtilen ölçüden fazla olarak inşa ettiren sen değil misin
Talan değilse açıkla..
"İştiraklerin başındaki isimleri, gelirlerinin çok üstünde kiralar ödeyecek lüks içinde yaşatan sen değil misin"
Rant değilse, izah et..
Öyle ahlaksızlar ki. Öyle sahtekarlar ki..
Mahkeme "Başsavcıyı hedef göstermekten" yargılama yapıyor.
O, bu konuyla ilgili iki cümle, ama bununla ilgili olmayan 532 cümle sarfediyor..
Mahkeme heyeti huzurunda bile "bakın ben neler dedim" diyerek, milyonları aptal yerine koyuyor..
Ne demiş, okuyalım:
"On milyonlarca insanın bugün zor koşullarda 40 liraya, üç öğün yemek yediği bir İstanbul var eden ve bu iyiliğin de tüm Türkiye'ye yayılmasına vesile olan bir kişiyim."
Ahlaksız, yalancının, sahtekarın tekisin, Ekrem..
On milyonlarca kişi dediğin, kim
17 tane kent lokantası açtın. En büyüğü 1000 kişilik. Ve bir öğün yemek veriyor.. Sen üç öğün diyorsun..
Zorda kalırsan, "Üç çeşit diyecektim, heyecanlanmışım" diye kendini savunacaksın..
Ama en önemlisi..
SGK primlerini devlete ödemeyip, o paralarla sübvanse ettiğin bir hayali ucuzluk üzerinden, sahtekarca algı yapıyorsun..
Bizim nezaketimizi istismar edip, sahtekarca yalanlara, iyilik meleği rolüne yatıyorsun.
Ahlaksız adam.
Sen değil misin, "Çalışana musakka yöneticiye antrikot.. Olmaaaz"..
Peki, ahlaksız adam..
Murat Ongun'un, Acarkent'teki yüzme havuzlu, dört katlı ve 30 asgari ücretlinin bir aylık maaşının toplamı kadar kirası olan yerde oturtan sen değil misin
"Bahçeli lojmanı isteme, sen dışarda otur" deyip, bahçeli lojmanın 10 katı bedelle, iştirak müdürünü oturtan sen değil misin
Bizzat senin yaptıklarından örnek vereyim.
Çalışan ile birlikte, "musakka" yemeğe talip olan bu yalancı adam..
Çalışanın oturduğu evlerden birisinde mi oturuyor
Tabii ki böyle bir şeyi, AK Partili başkanlar yapmamış iken, CHP'li başkandan isteyecek riyakarlıkta değilim..
Ama kendileri o algıyı yaptılar..
Ama şunu da söylemeliyim.
Sahtekar adam, AK Partili başkanların oturduğu lojman ile senin kendine özel hazırlatarak oturduğun lojmanı kıyasladığında, değer farkı 5 ise, yine senden yana olacağım. Buyur, anlat, 8 bin m2'lik boğaza nazır köşkte, "musakka" edebiyatının üzerinden iki yıl geçmeden, hangi yüzle oturuyordun
Zaman oldu, "Bir büyükşehirin belediye başkanıdır" dedik.
Saygısızlık olmasın diye, hakkettiği cevabı vermedik..
Şimdilerde cezaevinde olduğu için, "Belki tek taraflı döğüş olur, fazla üzerine gitmeyelim" dedik, işlediği suçları, belli bir nezaket içinde dile getirmeye çalıştık..
Ama, ahlaksızlığa bakın..
Savcıyı hedef gösterme davasında, hakimin karşısında sarfettiği sözlere bakın: "40 liraya, üç öğün yemek yediği bir İstanbul var eden"..
Dinleyenler de zannediyor ki, Ekrem efendi öyle bir organizasyon yapmış ki.. 150 TL'lik yemek, 40 TL'ye üretiliyor..
Yazıklar olsun diyorum.. İçişleri Bakanlarının müfettişlerine de.. Sayıştay'ın uzmanlarına da.. İBB içinde çalışan, kendisini vatansever diye tanıtan devletin memurlarına da..
Şu Kent Lokantaları sebebi ile belediyenin kasasından çıkan fazladan para kaç liradır, bir taneniz resmi evrakları çıkarıp gösteremediniz ya..
Biz burdan, resmi rakamı söylemeden.. "Başka türlüsü imkansız" diye adamın yüzüne vurmaya çalışıyoruz..