Vay tilki Ekrem, vay..

Vay tilki Ekrem, vay..

ALİ KARAHASANOĞLU

Cumhuriyet Halk Partisi'nde cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılacak önseçimde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, son gün, avukatı aracılığı ile adaylık başvurusu yaptı.. CHP'li 116 milletvekili, cumhurbaşkanı adaylığı için Ekrem İmamoğlu'na imza verdi.

Caaart, kaba kağat!

Abi ne diyon sen

Ne seçimi

Ne önseçimi

Ne adaylığı

Ne son günü

Ne 116 milletvekilisi

Cumhurbaşkanlığı seçimi 2028 yılında..

Nerden baksan, ay fazlası var, eksiği yok.. 3 yılı var seçimin.

Ne adaylık süreci başladı, ne önseçim diye bir şey sözkonusu..

Hepsi hikaye, hepsi kartondan kale..

Hepsi kurgu..

Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, kim öle, kim kala..

Sen acaba nerede olacaksın, cezaevinde mi, yoksa yurtdışına kaçanların arasında mı

CHP'de mi olacaksın, yoksa yeni kuracağın partide mi

İyi Parti'ye mi kapağı atacaksın, yoksa "son şans" diyerek, eski partin Anavatan'ı mı canlandırmaya çalışacaksın

Ortada daha, adaylık belirlemesi için ne bir süreç başlamış durumda, ne konuşulan bir husus var..

Ama Sülün Osman dedik adama..

O da hakkını vermek için, geceli gündüzlü çalışıyor.

Cumhurbaşkanlığı makamına kendisini aday gibi gösterip.

İşlediği suçların karşılığında alacağı cezaların da, kendisini engellemek için kasıtlı verildiğini iddia edecek ya..

Kendi kendisine adaylık süreci başlattı.

Partisinin içine yerleştirdiği kuklalar vasıtası ile önseçim kararı aldırdı..

Nasıl ki Sülün Osman, kendi mülkiyetinde olmayan Dolmabahçe Sarayı'nın önündeki saati, gariban vatandaşa "İşte bu benim saatim. Gelen geçen bakıyor, saatini ayarlıyor, ben de saatini ayarlama karşılığında ücret topluyorum. Bu saati sana satayım mı" dediği gibi..

Galata Kulesi'ni, köyden yeni gelmiş bir amcaya satmaya kalktığı gibi..

Galata Köprüsü'nü de hakeza, köyündeki hayvanlarını satıp, şehire yerleşmek için gelmiş, cebindeki parasının şişkinliği göze batan saf vatandaşa, "Bu köprü benim, gelen geçenden bilet dahi kesmeden para topluyorum. Ama sıkıldım bu işlerden, köyüme döneceğim, sana satayım mı, çok ucuza" dediği gibi..

Modern Sülün Osman da, oturduğu yerden bir Cumhurbaşkanlığı seçimi icat etti. Şimdi cumhurbaşkanlığına aday olanlar, ön seçime girenler, önseçimde milletvekilleri tarafından aday gösterilenler, önseçimi kazananlar diye bir gündem ile, kamuoyunu meşgul ediyor..

Şimdi sıkı durun..

Şimdi sıra esas meseleye geldi..

Sülün Osman'ın, saat kulesini sahiplenmesi.. Galata Kulesini, Galata Köprüsünü sahiplenmesi gibi..

Ekrem bey de, Sülün Osman'ı kendisine rehber alan bir politikacı olarak, benzer bir taktik ile karşımıza çıkıyor..

Dikkatleri başka yere çekerek..

Çaktırmadan, kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığını tescil ettirmeye çalışıyor..

CHP'den olması çok önemli değil. Önemli olan, "Evet, cumhurbaşkanı adayı olabilecek şartları Ekrem İmamoğlu taşıyor" dedirtmek..

Bunun için uzun uzun görüntüler çekiliyor..

Ekrem İmamoğlu, "Bugün yeni bir başlangıcın ilk adımını atarak mensubu olmaktan onur duyduğum CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olmak için resmî müracaatımı yaptım" diyerek, bazı evrakı imzaladığını gösteren görüntüler eşliğinde, algı oluşturuyor..

Siz anladınız oni..

Muhteremin cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için, üniversite mezunu olması gerekiyor..

Şu ana kadarki makamlarda, üniversite mezunu olma şartı yoktu..

İlk defa, bu şart kendisinde aranacak. Onda da, gerçek bir diploma yok..

O zaman ne yapmalı..

Tüm kontrol kendisinde olan, patisinde olan bir süreci kurgu halinde başlatıp, o süreçte aday olabildiğini, yarıştığını, başardığını gösterip, gerçek cumhurbaşkanlığı seçiminde de, aynı şekilde aday olabileceği görüntüsü oluşturmak istiyor..

İyi de..

Bugünkünde, YSK'nın bu işe bir dahli yok..

İl seçim kurullarının bir dahli yok.

Siz kendi kendinize gelin güvey oluyorsunuz..

Gayriresmi bu süreçteki adaylığınızın, diplomanızı gerçek olarak tescil ettirmeye bir katkısı olamaz ki..

Cumhurbaşkanlığı süreci başladıktan sonra müracaatını yaparsın. İncelenir, kabul edilir, sonraki dönem yeniden aday olduğunda, öncekini kendine bir gerekçe yapabilir,