Üniversiteli gençler, Acarkent'te villa da ister misiniz

Üniversiteli gençler, Acarkent'te villa da ister misiniz

Ali Karahasanoğlu

Ne acı, üniversite öğrencileri hırsızlığı savunuyorlar.

Ne kadar üzüntü verici ülkenin geleceği olan gençler yolsuzluğu savunuyorlar.

Sadece belediyedeki hırsızlık, yolsuzluk olsa, iş hayatına atılmadıkları için neyin hırsızlık neyin yolsuzluk olduğunu bilmiyorlar savunması yapabilirsiniz.

Ama şu an devam eden öğrenciliklerinde aylarca çalışarak girebildikleri üniversite hırsızlığına bile destek veriyorlar.

Artık nezaketi bırakalım.

Belki Ekrem İmamoğlu'nun da bir savunması vardır diye daha kibar ifadelerle diploma hırsızlığını tanımlıyorduk.

Ama şimdi muhatabımızın konuya ilişkin dişe dokunur bir savunma da yapmadığı gerçeği karşısında.

Ekrem İmamoğlu'yla birlikte diplomaları iptal edilen ve içlerinde prof bile bulunan 28 kişinin bir tanesinin bile çıkıp, "siz kimin diplomasını iptal ediyorsunuz" dahi diyemedikleri bir ortamda, artık hırsızlık tescil edilmiş demektir.

Ama bakıyorsunuz dün yine üniversite öğrencileri İstanbul Beyazıt'ta toplanıp diploma hırsızlığına ve belediye yolsuzluklarına destek vermeye kalkışıyorlar.

Bakıyorsunuz yüksek puanlarla ancak girilebilen Koç Üniversitesi'nin afişi var.

"Koç burada" diye yazmışlar. Bir diğeri de Koç Üniversitesi bayrağı taşıyor.

"Hay ben sizin aldığınız 500 puanlara" diye başlayıp, devamını getirmeyeyim.

Aklını yitirmiş o Koç öğrencileri, üniversitenin ismi yazılı bayrağı taşıyorsa üniversitenin yönetimi bu işe dur demeli.

"Çocuklar siz geri zekalı mısınız adam resmen diploma hırsızlığı yapmış üniversite hırsızlığı yapmış siz bu adamın neyine destek veriyorsunuz. Koç Üniversitesi'nin ismini bu hırsızlığın savunulmasına niye alet ediyorsunuz" diyerek disiplin soruşturması açması lazım.

Çocukları cezalandırmak için değil.

Onları yaptıkları yanlışta uyarmak için.

Beyazıt Meydanı'nda polis uyarıda bulunuyor: "2911 sayılı kanun gereği yüzünüzü maskeyle kapatamazsınız, kapatanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır."

Gerçekten de kanuna bakıyorsunuz toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kimliğinizi gizleyecek şekilde yüzünüzü kapatmak yasak.

Ama polisin tam da megafonla bilgilendirme yaptığı sırada öğrencilerin birçoğu kafalarına kapşonlarını geçiriyor, atkılarını yüzlerinin yarısını kapatacak şekilde boyunlarına atıyorlar.

Çocuklar, siz geri zekalı mısınız yoksa üniversite öğrencisi misiniz.

Polis size uyarıda bulunuyor, kanunu hatırlatıyor. Siz tam aksini yapıyorsunuz. Sonra gözaltına alınıp tutuklandığınızda da, "Biz öğrenciyiz, imtihanlarımıza giremiyoruz" diye ağlıyorsunuz.

Beyazıt'ta toplanan 200 kişi polis ablukasına alınmış. Sosyal medyadan çağrıda bulunuyorlar: "Beyazıt'a avukat desteği lazım, vekil desteği lazım, halk desteği lazım."

Sözümona toplananlar üniversite gençliği iyi ama bir tanesi diyememiş: "Beyazıt'a akıl desteği lazım"

Öyle ya diploma hırsızlığından işlem yapılan Ekrem İmamoğlu'na üniversite öğrencileri destek vermeye kalkıyorsa burada bir akıl sorunu yok mudur.

Avukatı ne yapacaksınız siz.

Ekrem İmamoğlu'nun 30 tane avukatı var ama bir tanesi çıkıp da Girne Amerikan Üniversitesi yerine başka bir üniversitenin isminin yatay geçişte niye kullanıldığını anlatamıyorlar.

Söyledikleri sadece şu: "Üniversitenin elemanı yanlış yazmış"

Devam ediyorlar aklımızla alay ediyorlar: "Ekrem İmamoğlu'nun geçiş yapılan üniversitenin isminin yanlış yazılmasında herhangi bir dahli yoktur."

Ekrem İmamoğlu'nun herhangi bir dahli yok da benim mi var

Yıllık ücreti iki milyonlar civarında olan Koç Üniversitesi'nin afişlerinin olduğu gösteride bir de bakıyorum ki bir öğrencinin de elinde, "Kapitalizmi örgütlü mücadelemiz ezecek" afişi var.

Kızım kapitalizmi ezmek istiyorsan hemen yanı başındaki Koç Üniversitesi bayrağı taşıyanlardan işe başla. Tabii ki üniversiteli arkadaşını döv yumrukla demiyorum. Ama asgari ücretli bir işçinin, sekiz yılda aldığı maaşla, sadece bir yıllık öğretim bedeli karşılanabilinen koç Üniversitesi'nin hemen yanı başınızdaki öğrencilerine de, bir tavır koymanız gerekmez mi

2013 yılındaki Gezi isyanında Can Atalay, İstanbul Havalimanı'nın inşasının durdurulmasını, üçüncü köprünün yapımının durdurulmasını ve benzeri talepleri dile getirip bunlar yapılmadığı müddetçe alanlardan sokaklardan geri çekilmeyeceklerini söylüyordu.

Üzerinden 12 yıl geçti Can Atalay cezaevinde.

Sokaklardan çekilmeyeceğiz diyenlerin bir kısmı Ekrem İmamoğlu'nun hırsızlığını savunmak için sokaklarda. Ama büyük çoğunluğu yaptıkları yanlışın farkına geç de olsa varıp evlerinde oturuyorlar. Bir kısmı da İstanbul Havalimanı'nı kullanarak dünyanın dört tarafına hafta sonu gezilerine çıkıyorlar, hiçbir şey yapamıyorlarsa üçüncü köprüden geçerek tatil beldelerine gidiyorlar. Hani İstanbul Havalimanı inşaatı durdurulana kadar üçüncü köprüden vazgeçilene kadar sokaklarda kalacaktınız.