Ülke bitti, emekli öldü diyorlar!
ALİ KARAHASANOĞLU
Medya organlarına bakıyoruz.
Muhalefet medyası, çok profesyonel şekilde bir algı oluşturuyorlar..
"Battık, bittik, mahvolduk.."
Ülke yerine insanı koyarsak..
"Öldük." demiş oluyorlar..
"Ülkenin dış borcu şu kadar. Vatandaşın kredi kartı borcu bu kadar" diyorlar..
"Enflasyon bu kadar.. Altının yılbaşından bu yana aldığı fiyat artışı o kadar" diyorlar..
En sonuna da, "Emeklinin maaşı" diyerek..
Milyonlarca insanın durumunu istismar ederek, oluşturdukları algı operasyonuna son noktayı koyuyorlar..
Emekliden başlayalım mı..
Avrupa'dakiler 35 yıl çalışıp ancak emekli olabilirken.. Bize örnek gösterdikleri Almanya'da, Fransa'da ancak 65 yaşından sonra emekli olunabilirken..
Bizde ise 15 yıl çalışıp.. Yaş olarak da 45'inde emekli olmuş vatandaşlarımızın içinden, en az prim ödemiş, belki eski yılların mevzuatlarından yararlanarak 40 yaşında emekli olmuş, çalıştığı sürede de primleri hep düşük yatırılmış sigortalıların aldığı 16.200 TL emekli maaşını, sanki tüm emekliler bu miktarla yetinmek zorundaymış gibi algı yapan haberlerle ülkeyi felaket içinde diye tanımlıyorlar..
Onlar ülke bitmiş diyorlar..
Biz insan örneğine geçersek, "ülkenin bitmişliği"nin insandaki karşılığı "ölmüş" diyelim..
Sonra "bitmiş olduğu öne sürülen ülke"nin rakamlarına bakıp..
Onun karşılığında insanlar ölmüş mü, değerlendirelim..
Merkez Bankası Rezervi rekor kırmış.
AK Parti iktidarı döneminin değil..
Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış..
Sorayım o zaman, bitmiş bir ülkenin Merkez Bankası, nasıl rezerv rekoru kırabilir
Bir aylığına değil..
"19 Mart 2025'te belediyelerde hırsızlık operasyonu" yapıldığında, "Bedeli şu kadar milyar dolar oldu" demelerine rağmen..
"Merkez Bankası şu kadar milyar dolar satmak zorunda kaldı" demelerine rağmen..
Sonrasında "CHP İstanbul İl Başkanlığı'na çağrı heyeti atanmasının bedeli" demelerine ve yine dolar satıldığını iddia etmelerine rağmen..
Özellikle de satılan dolar miktarını, sanki bedavaya satılmış gibi algı yaparak dillendirmelerine rağmen..
Merkez Bankası rezervleri rekor kırdı..
Aylardır kendi rekorunu sürekli egale ediyor..
İnsandan örnek verelim..
Doktor geliyor ve "Bu hasta ölmüş" diyor..
Ama bakıyorsunuz.. Kalp atışı normal. Hatta birçok kişiden daha iyi (Dövizin miktarı, birçok ülkenin rezervinden daha iyi)..
Hayret ediyorsunuz, "Bu kişiye öldü nasıl diyebiliyorsunuz" diye itiraz ediyorsunuz..
Hiç bozuntuya vermeden, icra takibindeki dosya sayısını önünüze koyup, "Ülke iflas etti" diyorlar.
Artık UYAP sistemi sayesinde, avukatların yazlık evlerinde tatil yaparken, icra takibi başlatabildiklerini, 150-200 TL'lik küçücük miktarlar için bile, dün "değmez" derlerken. Şimdi, "Taş atıp kolumu mu yoruyorum ki.. Oturduğum yerden dosyayı açıyorum" diyerek yapılmış icra takiplerinin sayısının artmasının, tek başına borçlanmanın gelire göre artmış olduğunu ispat etmediğini söylüyoruz..
Dinlemiyorlar bile..
Diyoruz ki, insan örneğine uygularsak, "Tansiyon sıfır.. Bu hasta ölmüş" diyorsunuz ama..
Ülke genelinde binek otomobil sayısına bakıyoruz, düne göre çok daha fazla bir sayıya ulaşmış. Otomobil sayısı artarken, otomobil sahibi insanlarımız artarken, ülke ekonomisinin bittiğini nasıl söylüyorsunuz diye soruyoruz, tıs yok..
Ülke genelinde depresyon ilacı kullanımının çok yüksek oranlara çıktığı, ülkenin bittiğini söylüyorlar..
Bakıyorsunuz, düne kadar depresyon ilacını devletin karşılamadığını, bir tanesini karşılıyorsa, üç tanesini karşılamadığını, karşıladığını da heyet raporu ile verdiğini.. Şimdi ise, uzman doktor, hatta aile hekiminin bile yazdığı ilaçlar olabildiğini, dolayısı ile devletin bu ilaçları karşılaması sebebi ile kullanımının arttığını söylüyorsunuz..
Hatta insanların şımarıklık seviyelerinin, kendilerine depresyon ilacı alma noktasına geldiğini hatırlatıyorsunuz..
Yetinmeyip..
"Tatile giden insan sayısını, düne kadar olan ile, bugünkünü karşılaştırın, ikiye katlanmış" diyorsunuz..
"Ülke bitmiş ise, iç turizmde de, dış turizmde de nasıl rekor kırıyoruz Hem turist sayısında, hem de turizm gelirinde" diye soruyorsunuz..
"Her gün daha fazla insanımız çöpten meyve topluyorsa, yollarımızdaki özel araçların tıkadığı trafik sıkışıklığının sebebi nedir İnsanlarımızın depresyona girmesi mi" diyorsunuz..
Tıs yok..
"Yardımla geçinen toplum olduk. Ülke bitme noktasına geldi" diyorlar..
Her sosyal devlette, fakir insanların olabileceği, engelli insanlarımızın olabileceğini, bunlara devletin yardım etmemesi halinde büyük sorun olacağı, devletin düne göre bugün, çok daha fazla yardımlarda bulunduğunu kendilerinin de itiraf ettiklerini hatırlatıp,