Uçak pas geçmemiş, Netanyahu bayrama gitmiş!

ALİ KARAHASANOĞLU

Ülkenize ihanet etmek için, illa elinize silah alıp, devletin askerini vurmanız mı lazım

Çok değişik şekillerde, ülkenize ihanet edebilirsiniz.

Aktüel bir örnek vereyim..

Kendisini ombudsman diye tanıtan Faruk Bildirici isimli, eski bir Hürriyet gazetesi çalışanı var..

Fetullah Gülen'in, Erbakan Hoca'nın kısa başbakanlığı döneminde, Hürriyet gazetesinin manşetine taşınan "Beceremedin artık bırak" sözünün arka planını, o gün de kendisinden öğrenemedik, bugün de..

Erbakan Hoca, askeri vesayet baskısı altında, başörtü yasağı ve imam hatiplerin orta kısmının kapatılmasına yönelik MGK kararları dayatmasına karşı direndiği günlerde, Hürriyet gazetesi "Ya uy, ya çekil" manşeti atmıştı. Biz bu manşetin de arka planını Hürriyet çalışanı Faruk Bildirici'den okuyamadık..

Aynı Hürriyet gazetesi, İBB başkanı olduğu dönemde Tayyip Erdoğan için, şiir okumasından kaynaklı mahkumiyet kararı alındığında, "Siyasi hayatı bitti" manşeti attığında, bu manşetin derin devletin hangi odalarında nasıl hazırlandığı, manşetin esas amacının ne olduğunu Faruk Bildirici'den öğrenemedik..

"Gerekirse silah bile kullanırız" manşeti, Faruk Bildirici'nin de katkısı ile mi hazırlanmıştı, millete karşı TSK'nın silah kullanma tehdidi hangi anlama geliyordu, bilemedik, öğrenemedik..

Çiller ile iş kotardıkları dönemde, Hürriyet gazetesi "En geç 98'de Avrupa Birliği'ne tam üyeyiz" manşeti attığında da arka planını Bildirici'den öğrenemedik.. 2025 yılına geldiğimizde de, AB bizi hâlâ kapısında bekçi olarak tutmaya devam ettiği gerçeği karşısında, yine Bildirici'den, arka tarafta ne numaralar döndüğünü anlatmasını bekledik ama, bir şey duyamadık..

Faruk Bildirici diyecek ki, "Ben Hürriyet'te sadece çalışıyordum. Hürriyet'in sahibi ben değildim ki"

Bu manşetlerin hepsini, Ertuğrul Özkök'e yükleyecek Faruk Bildirici..

O zaman tavsiyemizi şöyle yapalım: Hürriyet'te genel yayın yönetmeni değildiniz.. Bari şimdi t24'de, beraber görev yaptığınız Hürriyet'ten mesai arkadaşınız Ertuğrul Özkök'ü de bir ombudsman denetimine tabi tutun..

Ve Gazze'de soykırımın sonlandığı gün, Ertuğrul Özkök'ün rezilce kıyaslamasını bir masaya yatırın.. "Gazze'ye barış getirilirken, Türkiye'de siyasi tutuklular cezaevinde kalmaya devam ediyor" modundaki, yolsuzluk sanıklarının, gezi isyanı mahkumlarının güzellemesinin yapıldığı yazıyı bir denetleyin..

Sorun şimdi muhalefette arkadaşlık ettiğiniz Ertuğrul Özkök'e, "soykırıma tabi tutulan bir halk ile hırsızlık yaptığı için cezaevine giren belediye başkanları arasında benzerlik aramaya kalkışırken, hiç mi vicdanın sızlamadı."

Bildirici ile ilgili bu girizgahı yaptıktan sonra, sadede gelelim..

Bildirici, "Erdoğan, Netanyahu'nun Mısır'a gelişini reddettiği için, uçağını bekletti gibi yansıttılar ama, meğer sadece tesadüfmüş!" yorumu yapmış..

Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Mısır'daki zirveye katılacağını öğrenir öğrenmez, "O varsa, ben yokum" dememiş.. Uçak havalimanını pas geçmiş ama, sebebi bu rest değilmiş, gerçek sebep havalimanında inecek alan olmamasıymış..

Öyle diyor Bildirici..

O zaman soralım..

Erdoğan'ın uçağının son anda pas geçmesinin sebebi havalimanının dolu olması ise.. (Çok çok az uçak seyahati yapmışlığım vardır.. Ama alanda iniş imkanı yok ise, zaten inmeye hiç kalkışmazsınız. Onu konunun uzmanları, Bildirici'ye bir anlatıversin).

Bildirici, rest çekme senaryo diyorsa.. Bize bildirsin: "İsrail'in soykırımını durdurma konusunda dünya devletlerinin başkanları belgeler imzalarken, Netanyahu o masada niçin yok"

Öyle ya..

Ülkesine ihanet etmek için..

Derin derin düşünmeler yapan.

"Ne yapayım, ne yapayım da. Ülkemin cumhurbaşkanına bir iftira atayım" diye uzun uzun senaryo hazırlıkları yapan Bildirici, "Erdoğan rest çekmedi. Havalimanında inecek alan yoktu" diyorsa, Netanyahu'nun o masada olmamasının sebebini de biliyor demektir.

Buyursun anlatsın.

Yoksa o konuya aklı yetmiyor mu O konuda bir senaryo yazma kabiliyeti yok mu

Ben dahasını söyleyeyim..

Uçaktaki gazetecilerin ve Akit gazetesi adına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a eşlik eden Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Alan'ın "rest çekildi" anlatımını doğrulayan bir bilgi daha var, aynı saatlerde ajanslardan geçen.

Bildirici'ye göre, rest çekme yok ise, Netanyahu'nun Mısır'a gitmek istediği halde, son anda planının bozulması sözkonusu değil ise.. İsrail tarafından şu açıklama durduk yerde mi yapıldı: