Üç ateistin hakaretine sessiz, protestoculara kaplan kesilen medya!

Üç ateistin hakaretine sessiz, protestoculara kaplan kesilen medya!

ALİ KARAHASANOĞLU

Ya Rabbi; nasıl bir ülkede yaşıyoruz .

Nasıl bir ahlaksızlar topluluğu içerisinde, hayatımızı idame ettiriyoruz.

Üç tane ateist, 2 milyar Müslümanın masum kabul ettiği iki Peygambere dil uzatıyor.

Bunu yazması gereken medya organları..

O hakaretleri haber yapmadıkları gibi, savunuyorlar.

"Öyle demek istenilmedi, aslında denilmek istenen şu" mavalları ile aklımızla alay ediyorlar.

Sonra sıra, o üç tane ateiste yönelik yapılan protesto haberlerine geliyor.

İşte o zaman, Peygamberlere hakareti görmezden gelen hokkabazlar birden cevvalleşiyorlar.

O üç tane ateist saygısıza protestoda bulunan dindar insanları, salya sümük saldırılarla haber yapıyorlar .

"Üç tane densiz, şu saygısızlığı yaptı, bu kabul edilemez, toplumsal barışı zedeler" demesi gereken Halk TV, Cumhuriyet, T24 ve diğerleri.

"Gericiler saldırdı" diye haber yapıyorlar.

Tartışmayı başlatan kim

Onların "gerici" diye saldırdıkları "dindar insanlar"

Durduk yerde iki Peygamberin çizimini yapıp, hakaret edenler; Leman dergisindeki o ateistler değil mi, saldırıyı ilk başlatanlar

O ateistlerin yaptıklarının yanlış olduğunu yazmadan, yayınladıkları karikatürün dindarları rencide edecek boyutta olduğunu haberleştirmedeneleştirmeden, onlara yapılan protestoları öne çıkarmak; aslında, "biz açıktan Peygamberlere küfür edemiyoruz, hazır bu üç manyak hakaret etmişken, biz de onları savunalım" demek değil de nedir

İlginçtir, tam da Madımak olaylarının yıldönümünde, tam da dindar insanların yüzlercesi mağdur edildiği halde, "cezaevindekiler yetmez gösteriye katılan 15.000 kişinin tamamı onlara destek verenler, onlara medyada masum yorumu yapan herkes yargılanmalı onlar da bu suça ortaktır" diye yaygara kopartanlar.

Kendi mahallelerinden suç işleyen her bir ferde ölümüne şu savunmayı getiriyorlar: "masumiyet karinesi kuraldır"..

Bu çerçevede karikatür çizen, yayınlayan, o karikatürdeki saygısızlığı gördüğü halde baskısını yapan matbaa yetkilileri dahil hepsine "masumiyet" şapkası giydiriyorlar.

Tutuksuz yargılanmaları gerektiğini söylüyorlar.

Emniyet görevlilerinin bu kişilere karşı kelepçe kullanmasını hak ihlali gibi yorumluyorlar.

Affedersiniz ama, Hazreti Peygambere küfür etmeye gelince masumiyet karinesi var da, Sivaslılar için masumiyet karinesi yok mu

Madımak Otel yangınından dolayı sorumlu tuttuğunuz, ilgili ilgisiz, şehirde o tarihte olan olmayan herkesi siz suçlu ilan ediyorsunuz da.

O karikatürü çizen ve çizimdeki saygısızlığı gördüğü halde basılmasına karar verenlere tutuklanma kararını niye ağır buluyorsunuz.

Biz bu filmi seyretmiştik.

Aziz Nesin, kendisi ateist olmasına rağmen kendisini ne ilgilendiriyorsa, "Şeytan Ayetleri" isimli, Peygamberlerle ilgili onlarca iftirayı barındıran kitabı, Türkçeye çevirerek yayınlayacağını söylemişti.

Toplumsal barışı dikkate alan ve bu noktada hassasiyetleri koruma amacıyla Şişli Birinci Sulh Ceza Mahkemesi o tarihte, Şeytan Ayetleri kitabını dizi şeklinde yayınlayan Aydınlık gazetesini toplatmıştı.

Gazetenin o tarihteki patronu Aziz Nesin, mahkemeye nanik yaparcasına, devlete nanik yaparcasına, ertesi günkü Aydınlık gazetesinde yine Şeytan Ayetleri kitabının yayınlanmasına devam etmişti.

Aziz Nesin o tarihte yaptığı provokasyonu sürdürdüğü ve maalesef Sivas'ta da aynı tahrikleri devam ettirdiği için, gösteriler düzenlenmiş protestolar yapılmıştı.

Sonunda da derin bir el, Türkiye'yi karıştırmak; mezhep kavgası çıkarmak için, Madımak Otelini yakmış, suçu da dindar insanların üzerine atmışlardı.

1993 yılındaki dyp-SHP (CHP) koalisyon ortaklığındaki hükümetin basiretsizliği, Madımak gibi vahim olaylara sebebiyet vermişti.

Bugün aynı provokasyonu yapmak isteyenler için hem toplatma kararı verildi, hem de olması gereken şekilde, provokasyon sürdürülmemesi için sorumlular tutuklandı.

1993'teki derin ellerin karıştığı, protesto gösterilerindeki istenmeyen neticeler, bugün yargı makamlarının verdiği doğru kararlarla önlenmiş oldu.

Ama bakıyorsunuz o ateist çevrelere, "niye yeni Madımak olayları yaşanmıyor" diye hayıflandıklarını görüyoruz.

Yeni olaylar yaşanacak, yeni ölümler yaşanacak ki, 30 yıl-40 yıl; o ölümlerin üzerinde tepinsinler.

Fikirleri olmadığı için sadece hakaret ediyorlar.

Kendilerini savunacak argümanları olmadığı için, masumiyet karinesinin arkasına saklanıyorlar.

Haksız olduklarını bildikleri için, kendilerine hak olarak gördükleri masumiyet karinesini, karşılarındaki insanlara çok görüyorlar.

Onlar istedikleri kadar dindar insanları suçlasınlar, gericiler diye hakaret etsinler. Gerçek şu ki, saldırgan olanlar hep ateistler, hep solcular, hep Kemalistler.

1993'teki Aziz Nesin'in saldırısında da olayların başlangıcında ateistlerin provokasyonu var.

Karikatür densizliğinde de, şu ana kadar çok büyük bir olumsuzluk yaşanmadığına şükrettiğimizi belirterek, Leman dergisinin saldırısına baktığımızda da, yine tartışmaların başında ateistlerin provokasyonunu görüyoruz.