Teşhircilik özgürlük müdür, Saadet.
ALİ KARAHASANOĞLU
"Aaa. AK Parti iktidarının çıkardığı kanunu mu bize gösteriyorsunuz", diyenler olabilir.
Önce Mustafa Kemal dönemindeki kanuni düzenlemeyi vereyim:
"Madde 419 – (11/6/1936 tarih ve 3038 sayılı Kanunun hükmüdür.)
Alenen hayasızca vazu hareketlerde bulunanlar on beş günden iki aya ve o suretle cinsi münasebette bulunanlar altı aydan bir seneye kadar hapsolunur ve her halde on beş liradan elli liraya kadar ağır para cezası alınır."
2005 yılında AK Parti iktidarı, Türk Ceza Kanunu'nu, baştan aşağıya değiştirdi.
CHP'nin de desteğini almak istediği için, bazı maddelerde kendi görüşünün aksine düzenlemelere gittiği de oldu.
Ayrıntısına girmeyelim.
Sonuçta AK Parti ve CHP'nin birlikte oy verdiği yeni kanun metninde, şimdi şu maddeler yer alıyor:
"Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, ... hapis cezasına hükmolunur.[49]
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
...
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır."
Bu maddede, belli bir kişi veya gruba yönelik olarak, onları taciz etmek amacı ile teşhircilikte bulunulmasını suç olarak düzenleniyor..
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kanun kapsamında birçok kararında, erkek veya kadın herhangi bir kişinin bir başkasına cinsel organını gösterme şeklindeki eylemini, kimisinde ima yollu göstermesini suç olarak tanımlamıştır..
Ki, bu maddedeki suç, bir başkasını cinsel olarak taciz etmenin değişik bir işleniş şekli olarak kabul edilmiştir...
Bir de kanunda 225, madde var..
Eski Türk Ceza Kanunu'ndaki 419. madde yerine getirilen yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki mevcut düzenleme ise şu:
"Hayasızca hareketler
Madde 225- (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Hangi hareketler teşhirciliktir, kanunda tek tek sayılmamış. Sayılması da mümkün değil, zaten..
Ama ortalama zeka seviyesi olan herkes, erkek olsun, kadın olsun, vücudunun bazı bölümlerini açıkta bırakarak başkalarının görmesini amaçlayan tavırların, teşhircilik olduğu konusunda hemfikir olsa gerektir..
Kanuni düzenlemeler böyle iken..
İsmini ilk defa duyduğum 6 kızın şurasını burasını açarak, bir de 18+ diyerek cinselliğe atıf yaparak ve bu anlamda dikkat çekerek sergiledikleri tavır üzerine başlayan tartışmada..
Dini hassasiyetleri olmayan medya organlarının hemen hepsi, "Özgürlük" başlığı altında olaya yaklaştılar..
Yapılanın sanat olduğunu iddia ettiler..
Başkalarının bu sergilenen teşhirciliğe karışma hakkı olmadığını öne sürdüler..
Neyse ki, yatak kıyafeti ile sahneye çıkıp, bir de bu kıyafetlerinin amacının özellikle cinselliğin sergilenmesi olduğunu hatırlatmak için gösterilerine "18+" eklemesi yapanlar için bir soruşturma açıldı..
Bu noktada, Cumhuriyet gazetesinin "Dans da soruşturmalık" başlığı, gerçekten dikkat çekici idi..
Saadet Partisi'nin barışma kararı aldığı, AK Parti yerine ittifak yapmaya daha layık gördüğü CHP'nin yayın organı Cumhuriyet gazetesinin yöneticileri, gece kıyafeti ile sahneye çıkan 6 kızın ağızları bir karış açık fotoğraflarını, "Dans da soruşturmalık" başlığı ile sunarken..
"Özgürlükler elden gidiyor" havası estirirken.
Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Oktay Saral'ın, eleştirel paylaşımında müstehcen görüntüleri mozaikleştirerek vermesinin, "Saraydan mozaiklenmiş fotoğraflarla tepki mesajları paylaşıldı" şeklinde haberleştirilmesi, toplumun nereye götürülmek istendiğinin de açık bir göstergesi idi..
CHP, bu tür teşhirciliğin tamamını, özgürlük olarak nitelendiriyor.
Saadet Partililerle konuştuğumuzda, bunun bir özgürlük olmadığını, tıpkı AK Partililer gibi savunurlarken..
Ama ne hikmetse, AK Parti yerine, gidip CHP ile ittifak yapıyorlar.
O zaman biz de soruyoruz:
"Saadet Partililer, teşhircilik ahlaksızlığını aslında normal görüyorlar da, dindar seçmenin oyunu toplamak için mi, karşı çıkıyorlarmışcasına görüş açıklıyorlar"