Teröristbaşı bile "ifade hürriyeti var" diyor, Ekrem gibiler ise ...
ALİ KARAHASANOĞLU
Hani nerde "pazarlık'
Nerde, "Devlet ile terör örgütü aynı masaya oturmaz" eleştirisini haklı çıkartacak bir davranış
Hani nerde, "Verilen sözler var" iddiasını haklı çıkartacak küçücük bir emare.
Hani nerde, "Abdullah Öcalan kravat takıp TBMM'ye gelecek, siz de onun mihmandarlığını yapacaksınız" saygısızlıklarına fırsat verecek türden küçücük bir taviz
Hani nerde, "silahları birlikte bırakalım" türünden, akla-mantığa aykırı bir talep.
Hani nerde, "Suriye zaten 5'e bölündü.. Devlet Bahçeli'in çağrısı ile Türkiye de bölünmenin eşiğinde" iftiralarına küçücük hak verecek bir gelişme
Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın sözleri açık.
Dilim sürçmedi.
Çağrıyı olumlu bulduğumu yazarken, çağrıyı yapan kişi için, yanlışlıkla "Teröristbaşı" demedim..
Bilerek dedim. Demeye devam edeceğim..
Dünkü toplantıda belki de içimi en fazla acıtan husus..
Orada konuşanlardan bazılarının, teröristbaşı için bizim kullandığımız bu sıfatı tekrarlamasalar bile.
"Sayın" dememeleri gerekirdi..
İçimi acıtan tek husus, "sayın" sıfatının kullanılmasıdır.
Onun dışında, ben neye itiraz edeceğim
"Sizin çocuklarınız o karakollarda askerlik yapmıyor ki. Tabii bol keseden konuşursunuz" diyerek, bu ülke için gece gündüz çalışan insanlara hakaret edenlerin oyunlarına gelmeyiz biz..
"Başkalarının çocukları üzerinden savaş çıkartıyorsunuz" diyen ahlaksızların sahtekarlıklarına eyvallah etmeyiz biz..
'Başkalarının çocukları ölüyor. Devam etsin, biz niye kendimizi riske atıyoruz ki" demiyor, devlet adamları.
Ellerini taşın altına koyuyorlar..
"Son çıkış.. Ya silahları teslim edeceksiniz. Ya silahlarınızla gömüleceksiniz" çağrısı yapıyorlar..
"Silahlarınızla gömülürsünüz" denilmiş olmasına rağmen..
"Niye çağrı yapıyorsunuz ki. Niye devleti aciz gibi gösteriyorsunuz ki. Niye.. Niye.." diyenlerin aksine..
Hatta PKK'nın uzantısı DEM ile Kent Uzlaşısı yaparak koltuk kazanma yarışına giren hainlerin bile "Ne diyelim, bilemedik ki.." modunda, gelişmeleri takip ettikleri..
Ama alttan alta..
"İyi Partili kardeşler. Görev size düşüyor. Bu vatan teröristlere mi bırakılacak" diyerek, silah bırakma çağrısı yapılsın denilmesini bile itibarsızlaştırmaya çalışanların aksine..
İster açılım deyin, ister çözüm deyin, ister süreç deyin, isterseniz sürmez deyin..
Ne derseniz deyin.
Tek tercih olmadığı belirtilerek..
"Tek hazırlık yapılan ihtimal bu değil" denilerek..
Terör örgütüne silah bırakma şansı veren Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısını doğru bulduğumu, ilk günden söyledim.
Bugün de tekrarlıyorum..
Teröristbaşı Apo'nun çağrısını önemli buluyorum..
PKK için de, PKK'lı teröristler için de
Silahları ile birlikte bedenlerinin de gömülmesindense..
Sadece silahlarını gömüp, bedenlerini bir süre cezaevinde tutup, sonrasını devletin takdirine bırakma şansını kullanmalarının kendi menfaatlerine olduğunu söylüyorum..
Bu çerçevede, ilk cümle şu:
"Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.."
Teröristbaşı da kabul ediyor, "Türkiye'nin verdiği bir şey yok. Biz silah bırakıyoruz. Bıraktığımız silahın sorumluluğunu da tarih önünde ben, benim taraftakilere karşı üstleniyorum."
Bu kadar basit..
CHP'li kimi sözde siyasetçilerin bile, "Kürt hakları" diye tepindikleri bir dönemde.
İyi Partili riyakar milliyetçilerin bile, "Canım, sabah kahvaltısına bekleriz. Onların da birçok haklarına kısıtlama sürüyor" dedikleri konjonktürde..
Teröristbaşı Öcalan diyor ki:
"PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur."
Yani demek istiyor ki, "biz doğduğumuzda bazı sıkıntılar vardı ama.."
Ben, yazılarımın altına yapılan yorumları okur, almam gereken ders varsa, yüksünmem, alırım..
O çerçevede, okurlarım daha yorumlarını yapmadan, bazılarının diyeceklerini hemen buraya alıntılamış olayım:
"Ali bey.. Teröristbaşı öyle demiyor.. Pişmanlığı yok"
Acele etmeyin kurban..
Hemen cümlenin devamında, tam da onu söylüyor, teröristbaşı: