Tayyip Erdoğan, Fenerbahçe ve Ali Koç!

Ali Koç'un, Gezi isyanı sırasında, sahibi olduğu Divan otelini, Gezi isyancılarına açmasını unutmam, unutturmam..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da, hem kendisine yönelik bir darbe süreci olan Gezi isyanını ve destekçilerini, hem de o süreç içinde bu ülkeye milyarlarca dolar kaybettirildiğini unutmayacağını tahmin ediyorum..

Tahmin biraz hafif kaldı..

Biz buna, "adımız gibi eminiz, biliyoruz" diyelim..

Ama gelin görün ki.

Bizim sırtımızda yumurta küfesi yok..

Biz konuşuyoruz. Söylüyoruz.. Hatırlatıyoruz. Lafımızı esirgemiyoruz..

Ama Cumhurbaşkanı'nın sırtında yumurta küfesi var..

Her şeyi söyleyemiyor..

Yeri geliyor, kan kusuyor, "Kızılcık şerbeti içtim" diyor..

Ama buna rağmen..

Köşeye sıkıştığında, Koç ailesinin tamamının hemen sığınağı Cumhurbaşkanlığı oluyor..

Daha önce de, babası ile Külliye'ye gitmiş, Erdoğan'ı ziyaret etmişti..

Göztepe'de, sahayı karıştıran operasyona imza attıktan sonra da.

Hemen ertesi günü koşa koşa Ankara'ya gitmiş.

Cumhurbaşkanı ile görüşmek istemişti..

Tayyip Erdoğan'ın o günkü çalışma programının müsait olmadığı kendisine aktarılınca, CHP Genel Başkanı ile görüşmüş, Cumhurbaşkanı'nı kırmamak için de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi de ziyaretine eklemişti..

Ve nihayetinde dün, Ali Koç ve Fenerbahçe yönetimi, oldukça kalabalık bir grup halinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı ziyaret ettiler..

Erdoğan'ın sırtında yumurta küfesi olduğu içindir ki..

Herkesin cumhurbaşkanı olduğu içindir ki..

Durduk yerde, ilgisiz bir noktada, "Atatürk yoksa, ben de yokum" diyerek, Türkiye'yi dış ülkeler nezdinde rezil etmeye kalkışan..

Ve rezil eden..

Haklı bir talebi var ise, bunu Suudi Arabistan'daki maç organizasyonuna değil, uluslararası arenadaki muhataplarına yapması gerekirken..

Suudi Arabistan'la kavga çıkartan..

Hem de organizasyon karşılığında parayı nakit ve peşin olarak aldığı halde, bu tartışmayı çıkartan ve maçı yapmadan Türkiye'ye geri dönen..

Ama döndükten hemen sonra yaptığı, iç maçlarda da, dış maçlarda da, futbolda da, basketbolda da, voleybolda da, diğer branşlarda da aklına Atatürk hiç gelmeyen Ali Koç'u..

Başka hiçbir maçta, Atatürk forması ile sahaya çıkmadığı gibi, "Atatürk yoksa, ben de yokum" demeyen Ali Koç'u..

Tayyip Erdoğan, dün Külliye'de kabul etti..

Ama bu Ali Koç, baba zenginliği şımarıklığına vurmuş olmalı ki..

"Aralık ayından beri sizlerle görüşme ihtiyacımız vardı, bugüne nasip oldu" diyor..

Çaktırmadan, "Suudi Arabistan dönüşünden beri randevu bekliyorum" demeye getiriyor..

Oysa Külliye'ye bir şey anlatmak istiyorsa..

Buyursun, basın toplantısı düzenleyip, önce halka gerçekleri anlatsın..

"İlla da illa, ben en tepe isme olayları anlatacağım" kibri nereden geliyor

Ve Cumhurbaşkanı'na dün anlatılanlar arasında, hâlâ bir muamma olan, Suudi Arabistan'dan peşin alınan 2 milyon avroya yakın paranın, iade edilmemesi için ricacı olma isteği de acaba var mı

Soruyoruz ve cevabını bekliyoruz..

Yok öyle..

Atatürk üzerinden kavga çıkartıp..

Sonrasında gelip, Tayyip Erdoğan'dan istemek..

Her maçta olay çıkartıp, aldığın cezaları cebinden ödüyorsun..

Emin değilim ama.. Büyük ihtimalle cebinden ödüyorsundur..

O zaman.

Suudi Arabistan'dan maçı yapmadan geri dönmende de..

Oynamadan aldığın parayı, zaten iade etmen gerektiği için..

Türkiye'yi uluslararası arenada, paraya bedavadan konan bir ülke gibi göstermemek için..

Fenerbahçe'nin kasasından. Olmuyorsa, kendi kasandan.

Hakketmeden aldığın parayı, iade etmen gerekmiyor mu

Konuşulanları bilmiyoruz ama..

Görüşmeye katılanları gördük..

Cumhurbaşkanı'nın büyük bir nezaketle, Fenerbahçe kulübü adına ziyarete gelenlerin her birisine, tek tek "Hoşgeldiniz" dediğini gördük.

O "hoşgeldiniz" denilenlerden birisi de..

Ali Koç'un başkanvekili ve kendisini TÜSİAD Başkanlığı'ndan hatırladığımız Erol Bilecik.