Tartışaduralım değiştirilemez maddeleri, Suriye yaptı bitirdi

ALİ KARAHASANOĞLU

"Ortadoğu ülkesi" dediler.

"Onların tüm hayatları, kavga ile çatışma ile geçer" dediler.

"Kendileri bir şey yapamazlar, dikte edilenleri uygularlar" dediler..

"Suriye kim ki" dediler..

Bıyıkaltı gülümseme ile adlarını andılar..

Ben ise, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Suriye'ye gıpta ile baktım..

Nedir o olay

Esed'in zulmünden çıkalı şunun şurasında 3 ay olmuş..

Ehil isimleri buldular. Altından kalkılması zor işi başardılar. Hızla bir anayasa taslağını hazırladılar, temel hükümleri belirleyen maddeleri açıkladılar..

Oysa, Türkiye'de 45 yıldıranayasa konuşulur.

Gün gelir solcuların krizi ayyuka çıkar. "Darbe anayasası ile mi yönetileceğiz" derler.. Ama altından kalkamazlar.

Gün gelir muhafazakarlar, "Daha demokratik bir anayasa" derler.. Ama altından kalkmayı başaramazlar.

Gün gelir, "Silah olmadan, anayasa değiştirilmez" diye engellemeler çıkaranlar olur.Ortalığın altını üstüne çevirirler.

Gün gelir, "Meclisin anayasa yapmaya yetkisi yok" derler, engellerler..

Bilgiç bilgiç de anlatırlar: "Kurucu meclisler anayasa yapabilir. Mevcut TBMM'nin anayasa yapma yetkisi yoktur."

Sorduğumuzda, "Affedersiniz, TBMM'nin anayasa yapma yetkisi yok da.. 5 tane darbecinin mi anayasa yapma yetkisi vardı ki, onların anayasasına mahkum olarak yaşıyoruz."

Utanmadan cevap verirler: "Darbeler hariç. Darbe yapan, anayasa yapma yetkisini de elinde tutar."

"Behey akılsızlar, darbe yapmak suç. Suç işleyene bu ayrıcalığı niye tanıyorsunuz ki, siz mal mısınız" deriz.

Ama bir noktada buluşamayız..

Türkiye bu kısır tartışmasını sürdürürken.

Alın işte, Suriye'de, Cumhurbaşkanı Şara, geçici anayasa bildirgesini imzaladı bile..

Darbecilerin yaptıkları anayasadaki, kendilerinin yargılanmasını engelleyen geçeci 15. maddeyi bile, bu ülke 30 sene kaldıramamıştı..

Düşünebiliyor musunuz.

Adamlar darbe yapıyorlar.,

Yaptıklarının idamlık suç olduğunu bildikleri için..

Anayasa'ya madde koyuyorlar, darbecilerin yargılanamayacağını maddeleştiriyorlar..

Sözümona hukukçular,savcılar, "böyle bir madde olur mu Bu madde yok hükmündedir. Yargılama başlamıştır" demiyor, diyemiyor..

30 sene sonra, o madde AK Parti iktidarı döneminde kaldırılacağı günlerde, baro başkanlarından başlayın, siyasi parti genel başkanlarına kadar birçok hokkabaz çıkıp, "Bu maddeyi kaldırsanız bile, zamanaşımı var. Yine yargılayamazsınız. Boşuna değiştirmeyin" diyerek, aslında yok hükmünde kabul edilmesi gereken maddenin anayasada kalması için ter ter tepiniyorlar..

Ve şimdi 3 ayda yeni anayasanın temel hükümlerini belirleyen Suriye'ye biz, gıpta ile bakıyoruz..

Kavga yok, tartışma yok, birbirinin ayağını kaydırma amaçlı, "Şu madde olmazsa olmazımız. Bu maddeye dokunamazsınız. O maddeyi asla koyamazınız" türünden, nifak tohumları saçan tartışmalar yerine.

İyiniyetli, olabilecek ortak noktalarda buluşmayı hedefleyen bir temel hükümler manzumesi, hazırlanıp, Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara'ya sunuluyor..

Neler var anayasada

"Madde 1: Suriye Arap Cumhuriyeti, tam bağımsız ve egemen bir devlettir. Coğrafi ve siyasi birliği bölünemez ve herhangi bir parçasından vazgeçilemez."

Heyyy.. Emekli amiral Türker Ertürk.. Mübarek Ramazan günü, "git kendini köprüden aşağıya at"' demeyeceğim.. "Çoktan YPG devleti kuruldu" diyordun..

Ferhat Abdi gelip, Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara'ya bağlılığını belirttiği gün dahi, "ABD helikopteri ile geldi. Yeni dönem, Amerikan planıdır" deyip, YPG'nin ayrı devlette ısrar edeceğini ima ediyordun..

Buyur, tokatı yedin, şimdi otur yerine..

Bağımsız, bir parçasını bile feda etmeyen Suriye devleti karşımızda..

"Madde 2: Cumhurbaşkanının dini İslam'dır ve İslam hukuku (fıkıh), yasaların temel kaynağıdır. İnanç özgürlüğü güvence altındadır. Devlet, tüm semavi dinlere saygı gösterir ve ibadet özgürlüğünü güvence altına alır. Ancak bu özgürlük, kamu düzenini ihlal etmemelidir."

Naim Babüroğlu..

Şiştin mi

Tıpkı Kurtuluş Savaşında hemen sonra, Türkiye'de olduğu gibi, nüfusun çok büyük bir kısmının dini olan İslam'a gerekli atıf yapılıyor.. Ama başka inançtan olan insanlara da inanç ve ibadet hürriyetinin tartışılmaz olduğu belirtiliyor..